| İzinsiz ödünç aldım ama geri getirmeye niyetliydim. | Open Subtitles | لقد استعرته فقط بدون إذن ولكني نويت أن أعيده |
| Bu şeyler birkaç gündür bendeydi ve getirmeye niyetliydim, ama seni ne zaman görsem unutuyorum. | Open Subtitles | هذه الأشياء فى شاحنتي من يومين وأنا نويت أن أعطيها لك، ولكن في كل مرة أراك، أنا فقط أنسى |
| Ben de seninle gelmeye niyetliydim, ama fikrimi bir saat önce değiştirdim. | Open Subtitles | كنت أنوي أن أذهب إلى المحطة معك لكني غيرت رأيي منذ ساعة |
| Tabii, sana da söylemeye niyetliydim. | Open Subtitles | طبعاً، كان عليّ ذلك. لكني كنت أنوي إخبارك |
| Bu düşüncemi seninle daha yakın olduğumuz bir vakit paylaşmaya niyetliydim. Ben de sıkıntımı ve sebebini paylaşmak istiyordum. | Open Subtitles | هذا الصبيّ يحمل كلمتي ولكنه يخبرها دون اعتبار كنت أنتوي إخبارك بهذا في لحظات أكثر حميمية |
| İçmeye niyetliydim. | Open Subtitles | لقد كنت أنتوي تركها. |
| İyi niyetliydim. Sana inanıyorum. | Open Subtitles | لقد كان قصدي حسناً أنا أثق بك |
| niyetliydim ama ne zaman konuyu açmaya çalışsam... | Open Subtitles | آسفة، نويت إخبارك، وكلّما حاولت ذكر الموضوع |
| Çünkü bunu senden gizli tutmaya niyetliydim. | Open Subtitles | لأنني نويت ابقائه مخفي عنك |
| Saatler önce eve gitmeye niyetliydim, ama gitmedim. | Open Subtitles | كنت أنوي الذهاب منذ ساعات مضت لكن لم أفعل قط |
| Biliyorsun, seni işe alırken iyi niyetliydim. | Open Subtitles | . أتعلم، لقد كنت أنوي الخير حينما وظفّتك |
| Gözleri dolmuştu ama her şeyi açıklamaya niyetliydim. | Open Subtitles | وكانت الدموع في عينيها ولكن كنت أنوي اعلان ذلك |
| Sen gelmeden gitmeye niyetliydim. | Open Subtitles | كنت أنوي الخروج قبل أن تأتي |
| İyi niyetliydim. Sana inanıyorum. | Open Subtitles | لقد كان قصدي حسناً أنا أثق بك |