| O iyi bir adam ama onun için bir şey hissetmiyorum. | Open Subtitles | إنه رجل صالح ولكننى لا أشعر بشيء تجاهه. |
| Söylediğim gibi, O iyi bir adam ve çok daha iyi bir denizci. | Open Subtitles | وكما قلت, إنه رجل صالح و بحار جيد أيضاً |
| Babandan nefret etmeni istemiyorum, O iyi bir adam. | Open Subtitles | حبيبتي .. لا أريدك أن تكرهي والدك إنه رجل جيد |
| O iyi bir adam. 85'te, Beyrut'tayken kıçımızı o kurtardı. | Open Subtitles | إنه بارع، إنه رجل جيد لقد إنقذنا فى بيروت عام 1985 |
| Fakat O iyi bir adam. İkinci bir şans daha veremez misiniz? | Open Subtitles | إنه رجل طيب حقا , أعنى ألا تستطيع إعطائه فرصة أخرى؟ |
| Umarım. O, iyi bir adam. İyi bir doktor. | Open Subtitles | أظن ذلك ,انه رجل جيد ,وطبيب جيد |
| Ya Yusuf? O iyi bir adam, Meryem. | Open Subtitles | ـ وماذا عن يوسف ـ إنه رجل صالح يا مريم |
| Paul'u rahat bırak baba. O iyi bir adam. | Open Subtitles | فقط دع بول لوحده يا ابي، إنه رجل صالح |
| Emma, davranışı yanlış da olsa O iyi bir adam. | Open Subtitles | (إيما)، إنه رجل صالح. بغض النظر عن مدى غلطته. |
| Hayır değil! O iyi bir adam. | Open Subtitles | لا , إنه رجل صالح. |
| O iyi bir adam, ama bu, kampanyada çok hassas bir dönem. | Open Subtitles | إنه رجل جيد لكنها لحظة مهمة بالنسبة للحملة |
| O iyi bir adam. İyi olacak çocuklar için | Open Subtitles | إنه رجل جيد سيكون أمر جيد لكم يا أصدقاء |
| Fitz, O iyi bir adam, fakat nasıl hizmet ettiğini bilmesemde... | Open Subtitles | فيتز، إنه رجل جيد ...ولكن لا أعرف كيف سيكون |
| Tony beni motive etti. O iyi bir adam. | Open Subtitles | لقد أعادني للتحفيز إنه رجل طيب |
| Andreas ile evlen, O, iyi bir adam. | Open Subtitles | تزوجى (أندرياس)، انه رجل جيد. وإبقى في الوادي. |
| O iyi bir adam, büyük sorumluluk taşıyan bir iş yapıyor. | Open Subtitles | انه رجل صالح , وكان عمله ينطوي على مسئوولية كبيرة |
| Çünkü biliyorum. O iyi bir adam. | Open Subtitles | لأنى اعرف ,انه رجل طيب. |
| O iyi bir adam, Daniel. Sadece çok fazla baskı altında. | Open Subtitles | أنه رجل جيد , دانيال ولكنه يقع تحت الكثير من الضغط |
| O iyi bir adam kim gerçekçi olmayan bir şeyler yapmadı ki, tutku ve dürtüleriyle hareket ederek. | Open Subtitles | هو رجل جيد , الذي فعل الشيء للاعقلاني يتصرف بدافع العاطفة والحافز |
| Fitz bundan daha iyi. O iyi bir adam. | Open Subtitles | فيتز) أفضل من ذاك) هو رجل صالح |
| O iyi bir adam. | Open Subtitles | إنه رجل طيّب .. |
| Benim gibi biri olacak herkes şöyle diyecek, "O iyi bir adam," tüm bunların altında bencil, dürüst olmayan güvenilmez bir bok çuvalı yatarken. | Open Subtitles | سوف يكون شخصاً ما مثلي " والذي يقول عنه الجميع " إنه شخص صالح بينما ما هو موجود حقاً تحت ذلك القناع |
| O iyi bir adam. | Open Subtitles | -صحيح تماماً، إنّه رجلٌ صالح |
| - Hapishanedeki şu çocuk hakkında. - O iyi bir adam, Paul. | Open Subtitles | انه بشأن هذا الفتى هناك بالسجن انه رجل لطيف يا بول |