Aslında, Jerry, uzun zamandır o kadar büyük bir salonda çalışmadın. | Open Subtitles | لعلمك يا جيري، لم تعمل في قاعة بهذا الحجم منذ مدة. |
Haklı. Çitten elektrik geçmezse o kadar büyük bir yaratığa fazla direnemez. | Open Subtitles | انها محقة بدون سياج يحميهم لن نصمد طويلا امام شيء بهذا الحجم |
Annenin kıçı o kadar büyük ki, oturduğu zaman boyu daha uzun oluyor! | Open Subtitles | مؤخرة أمك كبيرة جدا عندما هي تجلس تاخذ 3 أقدام |
o kadar büyük ve parlaktı ki... | Open Subtitles | كان ضخمًا وبرّاقًا للغاية |
Ve o kadar büyük olamayacağını düşünürler. İnsanları peşinden koşturacak kadar. | Open Subtitles | إنهم يظنون أنك لا يمكن أن تكون بهذا الكبر |
Hayır, o kadar büyük değil. | Open Subtitles | لا ! ليس هكذا لان ذلك |
Hikaye ne kadar yanlışsa etkisi de o kadar büyük olur. | Open Subtitles | كلما كانت القصّة غير حقيقة، كلما كانت الضربة موجعة. |
o kadar büyük bir köpekbalığı, bir tondan ağır gelebilir ve 90 kiloluk bir deniz aslanını bir öğün olarak yiyebilir. | Open Subtitles | قرش بذلك الحجم قد يزن أكثر من طن و يمكنه بسهولة إلتهام وجبة واحدة عبارة عن أسد بحر يزن 200 رطل |
o kadar büyük bir meblağ değil ama şu kredi kartı ödemelerine bir bak. | Open Subtitles | أجل، ليس بذلك المقدار من المال، لكن تحقق من... هذه دفعات البطاقات الإئتمانيّة. |
Hayvanı olan birçok hastam var ama o kadar büyük bir hayvanın sahibine hiç rastlamadım. | Open Subtitles | مرت على حالات مرضية كثيرة متعلقة بالحيونات لم أسمع من قبل عن حيوان بهذا الحجم |
o kadar büyük bir gemiyle 10 parsekten daha kısa bir rota tayin edemez. | Open Subtitles | بسفينة بهذا الحجم لن يكون قادر على تخطيط مسار يقل عن عشرة فراسخ |
Alnım o kadar büyük değil, değil mi? | Open Subtitles | جبهتي ليست بهذا الحجم الكبير أليس كذلك ؟ |
o kadar büyük bir ordunun geçebileceği tek geçit burası. - Orayı iyi bilirim. | Open Subtitles | والآن، الممر الوحيد الذي يسمح بمرور جيش بهذا الحجم هنا. |
Hadi ama o kadar büyük bir şey nasıl farkedilmez? | Open Subtitles | بربك , كيف يكون شئ بهذا الحجم الضخم ولم يكتشفه أحد فى كل هذا الوقت؟ |
Dünya o kadar büyük ki onun çevresine zarar verecek kadar kalıcı bir etkide bulunamayız. | Open Subtitles | إنه فقط ليس كذلك الافتراض مماثل إلى ، الأرض كبيرة جدا |
saldırıdan kaçsan da hareketlerin o kadar büyük ki onu bir dahaki hareketlerinle bağdaştıramıyorsun. | Open Subtitles | سواء كنت تهاجمين ام تتفادين ,حركاتك كبيرة جدا بحيث انه لا يمكنك ان تربطيها بحركتك التالية |
o kadar büyük ve parlaktı ki... | Open Subtitles | كان ضخمًا وبرّاقًا للغاية |
Memelerim o kadar büyük değil ama düşüncesi yeter. | Open Subtitles | نهودي ليست بهذا الكبر حقاً، لكن يظن إنها تحسب كذلك. |
o kadar büyük beysbol eldiveni yaptıklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم صنعوا قفازات بايسبول بهذا الكبر |
Hayır, o kadar büyük değil. | Open Subtitles | لا ! ليس هكذا لان ذلك |
Haber ne kadar gerçekdışıysa, etkisi o kadar büyük olur. | Open Subtitles | كلما كانت القصّة غير حقيقة، كلما كانت الضربة موجعة. |
Alevler o kadar büyük değildi. | Open Subtitles | في الواقع كان الأمر حريقاً مسيطراً عليه و لم تكن النيران بذلك الحجم |