| Evet. Ben hep O konuşmayı yapmaktan kaçınmışımdır. | Open Subtitles | أجل, دائماً ما تمكّنتُ من تفادي إعطاء ذلك الخطاب. |
| O konuşmayı yapman için sana ilham vereceğini biliyorduk. | Open Subtitles | لقد عرفنا أنها ستُلهمكَ لتُلقي ذلك الخطاب |
| Ama artık O konuşmayı yapmıyorum. | Open Subtitles | إلا أنني مع ذلك ما عدت ألقي مثل ذلك الحديث مجدداً |
| Ben de hazır değilim ama şu anda konuşuyoruz. Şu anda O konuşmayı yapıyoruz. | Open Subtitles | ولا أنا، لكننا نخوضها إننا نخوضها الآن |
| O konuşmayı duymak istemiyordur herhalde. | Open Subtitles | ربما لم ترغب بسماع هذه الخطبة هل فكرت بهذا ؟ |
| O konuşmayı yapmaması gerekiyordu. | Open Subtitles | و كان من المفترض أن لا يتم ذلك |
| - Hatırlamıyorum O konuşmayı. | Open Subtitles | -قلنا له أن يهرب . -لا أتذكّر تلك المُحادثة . |
| Kariyerini kurtaran ve bir gecede seni önümüzdeki seçimlerin favorisi yapan O konuşmayı. | Open Subtitles | ذلك الخطاب الذي أرجعكَ من هاوية الدمار و خلال ليلة جعلكَ المرشح الإساسي لهذه الإنتخابات |
| O konuşmayı hazırlayan kişi olmak istemezdim. | Open Subtitles | لو كنتُ مكانكِ لما رغبتُ في كتابة ذلك الخطاب |
| Birinin neden O konuşmayı durdurmak isteyebileceğine dair herhangi bir sebep var mı aklınızda? | Open Subtitles | هل يُمكنك التفكير في أى سبب لمَ قد يرغب شخصاً ما في منعك من إلقاء ذلك الخطاب ؟ |
| Ben kafasına bir mermi sıktıktan sonra bu akşamki O konuşmayı nasıl yapabildi? | Open Subtitles | كيف، بعد أن وضعت رصاصة في رأسه... يستطيع إعطاء ذلك الخطاب بعد ظهر اليوم؟ |
| O konuşmayı tekrar eder misin? | Open Subtitles | أيمكنك أن تقولي ذلك الخطاب مرة أخرى؟ |
| Bugünkü buluşmayı kaçırdım çünkü O konuşmayı herşeye rağmen yazmaya karar verdim. | Open Subtitles | لم أحضر لأنني... لقد قررت أن أكتب ذلك الخطاب |
| O şansı tekrar istiyorum, O konuşmayı yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أحظى بفرصة لمرافقتك إلى تلك الحانة، لكي نجري ذلك الحديث |
| Tamam, bak, bak, bak. Buraya O konuşmayı yapmaya gelmedim. | Open Subtitles | حسناً،انظري،انظري.أنا لستُ هنا للخوض في ذلك الحديث |
| O konuşmayı yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس علينا الخوض في ذلك الحديث. |
| Ben de hazır değilim ama şu anda konuşuyoruz. Şu anda O konuşmayı yapıyoruz. | Open Subtitles | ولا أنا، لكننا نخوضها إننا نخوضها الآن |
| - O konuşmayı neden iptal ettik? | Open Subtitles | لماذا قمنا بإلغاء هذه الخطبة ؟ |
| Gerçekten O konuşmayı yapacak mısın? | Open Subtitles | انتظر أستلقي هذه الخطبة حقاً؟ |
| O konuşmayı yapmaması gerekiyordu. | Open Subtitles | و كان من المفترض أن لا يتم ذلك |