| Şey, biz bu işte kötü adamların peşine düşmeyiz. Objelerin peşine düşeriz. | Open Subtitles | حسنا، في عملنا هذا لا نطارد المجرمين بل نطارد القطع الأثرية |
| Toplanan Objelerin sayısı arttıkça Vekiller depoların yöneticileri olmakla kalmayıp aynı zamanda sırlarının bekçileri oldular. | Open Subtitles | و مع مرور الوقت، والمزيد من القطع الأثرية التي تم جمعها أصبح الحكام ليسو فقط حافظين لها بل أيضا يُحافظون على أسرارها |
| Objelerin de etkisizleştirilmesi gerekir, değil mi? | Open Subtitles | و مثل هذه القطع الأثرية فعالة في اذابة الأشياء |
| Bu yüksek yüksek dalga frekansı meşhur Doppler etkisine sebep olur ve yaklaşan Objelerin sesi daha tiz duyulur. | TED | تردّد الموجة العظمي هذا هو السّبب فيما يسمّى بتأثير دوبلر الشّهير، حيث تصدر الأجسام المقتربة صوتًا ذا نبرةٍ عالية. |
| Biz, yazılımları kullandığımız zaman etrafımızdaki Objelerin hareketlerini kontrol etmeyi araştırmaya daha yeni başlıyoruz. | TED | لذا، نحن في بداية اكتشاف ماهي الاحتمالات حين نستعمل برنامج التحكم في حركة الأجسام في البيئة المحيطة. |
| Ve pergel de Objelerin taşınma işlemini başlatacak. | Open Subtitles | والبوصلة مسبّبة، الذي يبدأ لإخراج المصنوعات اليدوية. |
| Ama ben Objelerin bilindik isimlerden ünlü kişilerden geldiğini sanırdım. | Open Subtitles | لكن .. كنتُ أعتقد أن القطع الأثرية يكون مصدرها من أسماء معروفة |
| Objelerin sadece koleksiyon olarak değil araç olarak kullanıldığında nelerin öğrenildiğini bilseniz şaşarsınız. | Open Subtitles | ستكون سعيداً برؤية مقدار ما يمكننا تعلّمه عندما نستعمل القطع الأثرية كأدوات وليس مقتنيات قيّمة. |
| Objelerin tarihi Napolyon'a kadar uzanıyor. | Open Subtitles | القطع الأثرية تعود الى عهد نابليون. |
| Biz kötü adamların peşinden gitmeyiz. Objelerin peşinden gideriz. | Open Subtitles | لا نطارد المجرمين بل القطع الأثرية |
| Bu Objelerin neler yaptığını böyle öğreniyoruz. | Open Subtitles | هكدا نفهم ما تفعله هده القطع الأثرية |
| Objelerin bir çoğu masallardan çıkmamış mı ama? | Open Subtitles | أغلب هذه القطع الأثرية مصدرها من القصص الخيالية سكين (سندريلا). |
| Objelerin tutulduğu ambar. Neden bahsediyorsun sen? | Open Subtitles | حيث تم تخزين القطع الأثرية |
| Huey Amca'nın söylemek istediği Objelerin çok tehlikeli olduğu. | Open Subtitles | ما يقصده العم (هيوي) ؟ هو أن القطع الأثرية دائما ما تكون خطيرة |
| Her ne kadar çatallar bizim buradaki fiziksel varlığımızı maskelesede, etraftaki Objelerin yerini değiştiriyoruz, böylece Claudia F.I.S.H'i hack'lemeyi başarabilir, ancak... | Open Subtitles | رغم أنّ الشوكات أخفت تواجدنا الجسدي هنا إلا أنّنا نحرّك القطع الأثرية... لذا كانت (كلوديا) قادرة على إخفاء ذلك بإختراق مُشوّش ترددات المراقبة لكن... |
| Adamımız kendi frekansını, katı Objelerin içinden geçmesini sağlayacak şekilde değiştirmiş olabilir. | Open Subtitles | رجلنا قد تكون لديه القدرة على تحويل تردده بما يكفي للسماح له بالمرور عبر الأجسام الصلبة مثل المياه من خلال مصفاة |
| Şu an iki boyutlu uzayda bir altıgenim ve diğer Objelerin sadece kenarlarını algılayabiliyorum. | Open Subtitles | أنا الآن شكل سداسي الأضلاع في العالم ثنائي الأبعاد و أستطيع الإحساس بحواف الأجسام الأخرى |
| Bu boşluğu Objelerin olmadan da oluşturabilirsin. | Open Subtitles | أنت من يخلقه, مع هذه الأجسام الخاصة بك. |
| çünkü öylesine yoğun ve güçlü Objelerin varlığını örgörür ki... bu objeler uzay-zaman yapısını, zamanı durdurup,... ışığı yutacak derecede eğip, esnetip, bükebilirler. | Open Subtitles | فهي تتوقع وجود الأجسام الكثيفة والقوية جداً. التي تشوه كثيراً التمدد والانحناء لهيكل الزمان والمكان... إنها تستطيع أن توقف الوقت وتستطيع ابتلاع الضوء. |
| Şu Objelerin bir sürü hokus pokusunu gördük ama bu, bu... | Open Subtitles | -أعني، أننا رأينا الكثير من التأثيرات من تلك المصنوعات .. -ولكن عجبًا، هذه المرة .. |