| Ben hala iskorbüt için bulduğumuz orijinal parmağı araştırıyordum bu yüzden odamdaydı. | Open Subtitles | كل العظام الجديدة كنت مازلت افحص عظمة الاصبع الأصلية التي وجدناها من أجل داء الاسقربوط لذا كانت في غرفتي |
| O gece, gemi demir aldıktan sonra Patsy odamdaydı bana sürpriz yapmış. | Open Subtitles | باستي" فاجأتني في غرفتي" لقد كانت متوتّرة وكانت قد وصلت من ريو |
| Geçen gün eve geldiğimde annem odamdaydı. | Open Subtitles | وفي يوم من الأيام، رجعت المنزل وأمي كانت في غرفتي |
| Bu sırada hisseler odamdaydı ve soyulmuştum. | Open Subtitles | لقد كانوا في غرفتي و أنا سُرِقت. |
| Çünkü bu ilk olduğunda vaiz gerçekten benim odamdaydı. | Open Subtitles | لأنّه في المرة الأولى ...التي حدث في الأمر كان يقف فعليّاً في غرفتي... حقيقي و موجود مثلي ومثلكَ |
| Sürekli benim odamdaydı. | Open Subtitles | كان في غرفتي دائما |
| Bu böcek benim odamdaydı. | Open Subtitles | هذه الحشرة كانت في غرفتي |
| Uyandığımda odamdaydı. | Open Subtitles | إستيقظت وكان في غرفتي |
| Hayır, benim odamdaydı. | Open Subtitles | لا، لقد كانت في غرفتي |
| Bu 16. Louis. Eskiden oyun odamdaydı. | Open Subtitles | إنها خزانة (لوي السادس عشر) التي إعتادة أن تكون لدي في غرفتي للألعاب. |
| Görünüşe göre tüm konuşmayı sen yapacaksın. O adamlar benim hastane odamdaydı Edward. | Open Subtitles | يبدو حتى الآن أنك تقوم بجميع المحادثة أولئك الرجال كانوا في غرفتي بالمستشفى (إدوارد) |
| - odamdaydı. - Kim? | Open Subtitles | -إنه كان في غرفتي |
| Dün gece odamdaydı. | Open Subtitles | (إنجل) , إنه كان في غرفتي ليلة أمس |
| - Benim odamdaydı. | Open Subtitles | -لدي نسخة منه في غرفتي |
| - Benim odamdaydı. | Open Subtitles | ـ كان في غرفتي |
| - O benim odamdaydı. | Open Subtitles | ـ كان في غرفتي |
| - Otel odamdaydı. | Open Subtitles | -لقد كان في غرفتي في الفندق . |