| Alışverişten gelir gelmez banyoya girdi. Mektuplarını bile okumadı. | Open Subtitles | إنه هناك منذ أن عاد من المحل، حتى أنه لم يقرأ خطاباته |
| Sanırım kitabımı zamanında okumadı. | Open Subtitles | اه اها اعتقد انه لم يقرأ الكتاب فى الوقت المحدد |
| Ayrıca o bunu daha okumadı. | Open Subtitles | و لستُ أجادلكَ في ذلك، و هو لم يقرأ الوثيقة. |
| Hiç okumadı bile. | Open Subtitles | لم يقرأها ابدا ً |
| Ya okumadı ya da okudu ama beğenmedi. | Open Subtitles | إما أنه لم يقرأه أو أنه قرأه و لم يعجبه |
| Benden başka kimse dosyasını okumadı mı? | Open Subtitles | هل قام أى شخص حتى بالإضافة إلىّ بقراءة ملفها ؟ |
| Bayan Henderson ben kalem bulamadım diye telgrafı okumadı. | Open Subtitles | مسز هندرسون لم تقرأ التلغراف لاننى لم أعثر على القلم |
| Hayır, okumadı. Tekrar dene. | Open Subtitles | لا ، إنه لم يقرأ بصمة إصبعك ، جرب مُجدداً |
| Muhtemelen dosyayı okumadı bile, yaşlı salak. | Open Subtitles | على الأغلب انهُ لم يقرأ الملف حتى , العجوز الغبي |
| İspatımı okumadı bile. – Albert... – Haklıyım, eminim. | Open Subtitles | لم يقرأ إثباتي حتى. أنا مُحق, انا واثق من هذا |
| Bir barınakta kalan ve okuldan sonra gelen arkadaşımız James'in, sınıf düzeyinde okumadığını biliyoruz ve muhtemelen sınıf düzeyinde hiç okumadı. | TED | نحن نعلم أن صديقنا جيمس، الذي يأتي للمكتبة بعد المدرسة ويقيم في مأوى محلي، لا يقرأ على المستوى التعليمي المطلوب وربما لم يقرأ أبدًا على المستوى التعليمي. |
| - Babam okumadı. - Eğer okusaydı, belki de senin daha çok okumanı isterdi. | Open Subtitles | أبي لم يقرأ - ربما لو فعل لأحترموك أكثر - |
| Bu lanet şeyi senden başka kimse okumadı. | Open Subtitles | لا أحد يقرأ هذه الأشياء اللعينة سواك |
| Sanırım kitabımı zamanında okumadı. | Open Subtitles | أظنه لم يقرأ كتابي في الوقت المناسب |
| Şimdiye kadar kimse okumadı. | Open Subtitles | لا أحد سوف يقرأها |
| - Yazdım ama kimse okumadı buraya geri döndüm. | Open Subtitles | كتبتها ولم يقرأها أحد. |
| - Hala okumadı mı? | Open Subtitles | -لم يقرأها حتى الآن ؟ |
| Kimse okumadı. | Open Subtitles | لم يقرأه أحد، هذه هى النقطة الأساسية |
| Söylemiştim. Bunu önceden tahmin ettim. Ve kimse raporu okumadı bile. | Open Subtitles | قلت وتوقعت هذا ولم يقرأه أحد |
| Neredeyse buradaki hiç kimse makaleleri okumadı bile. | Open Subtitles | لا أحد هنا قام بقراءة المقالات حتى |
| Louis, bir müzakere sırasında hakimiyetini birisi mektuplarını kedisine okumadı diye mi kaybettin? | Open Subtitles | لويس)، لقد اخفقت في المفاوضات) لأن واحداً لم يقم بقراءة رسائلك لقطته؟ |
| Pankreas biyopsisi için gerekli izin kağıtlarını okumadı. | Open Subtitles | لم تقرأ حتى أمر الموافقة لأجل فحص البنكرياس |
| Mike, Robin kucak dansları arasında tıp okumadı. Ne yaptığını gördüm. | Open Subtitles | "مايك" ، "روبن" لم تلتحق بكلية الطب بين رقصات الأحضان |