| Sevgili Başsavcım, görünüşe bakılırsa kitabımı henüz okumamışsın. | Open Subtitles | عزيزي النائب العام، هذا يوضح أنك لم تقرأ كتابي |
| Dip notları okumamışsın. | Open Subtitles | لابد أنك لم تقرأ قائمة اختصاصاتك الجديده |
| Eminim öyledir; ama belli ki gereken her şeyi okumamışsın. | Open Subtitles | أنا متأكد من هذا لكن من الواضح أنك لم تقرأ الموضوع كله |
| Hedefinle partnerimi takas edeceğimi sanıyorsan, dosyamı yeterince okumamışsın demektir. | Open Subtitles | إذا إعتقدت بأنني سأُقايض هدفك في مقابل شريكي فأنت لم تقرأ ملفي جيّدًا |
| Bunların hiçbirini okumamışsın bile . | Open Subtitles | لم تقرئي أياً منها |
| Görünüşe göre, dizinin benim hakkımdaki incelemelerini okumamışsın. | Open Subtitles | من الواضح بأنك لم تقرأ تقييمي لهذا المسلسل |
| Sen gazeteleri okumamışsın. İlaçlar. | Open Subtitles | أعتقد انك لم تقرأ الصحف ... المخدراتالتيكنا نحتفظبها |
| Görüşüşe göre, kontrattaki ek sözleşmeyi okumamışsın. | Open Subtitles | يبدو أنك لم تقرأ البنذ الإضافي في العقد |
| Sen yeterli okumamışsın. | Open Subtitles | ولكنك لم تقرأ بما فيه الكفاية. |
| Gazeteleri okumamışsın. | Open Subtitles | لم تقرأ الجريدة |
| Yeterince dikkatli okumamışsın. | Open Subtitles | أنت لم تقرأ كفاية |
| Bebek kitaplarını bile okumamışsın. | Open Subtitles | انت لم تقرأ كتب الأطفال حتى |
| İyi ki okumamışsın. | Open Subtitles | من حسن حظك أنك لم تقرأ هذا |
| Kutuyu okumamışsın bile. | Open Subtitles | . أنت لم تقرأ الغلاف |
| Etiketi okumamışsın. | Open Subtitles | أنت لم تقرأ التعليمات |
| - Broşürü okumamışsın. | Open Subtitles | أنت لم تقرأ الكتيب |
| Sanırım kitabı okumamışsın. | Open Subtitles | -أرى أنك لم تقرأ الكتاب |
| - Baba, etiketi okumamışsın. | Open Subtitles | -أبى أنت لم تقرأ التعليمات |
| Birtanesini bile okumamışsın , birtane bile ! | Open Subtitles | ! لم تقرئي هذه. ولا أية واحدة |