| Çocuklarla yemek yerken hep gazete okursun..., ...ama tuttuğun gazeteyi açmamışsın. | Open Subtitles | دائماً تقرأ الصحف مع الرفاق والصحيفة التي تحملها لم تفتح بعد | 
| Tabelayı okuyamadığına göre bunu okursun sanırım. | Open Subtitles | إذا لم تكن تعرف ما هو مكتوب علي تلك اللافتة, فأفترض أنك يمكنك أن تقرأ هذه. | 
| İnsanların birbirlerini öldürmeleri ile ilgili şeyleri okursun.... ama gerçekten olduğunda... | Open Subtitles | تقرأ أخبار عن جرائم القتل وما إلى ذلك ولكن حينما يحدث ذلك حقاً يا إلهي | 
| Belki zaman öldürmek için yüksek sesle okursun bize. | Open Subtitles | فكرت ان قرائتها بصوت عالي ستساعد على قتل الوقت | 
| Kitap okurken, önce sonunu mu okursun? | Open Subtitles | عندماتقرأينكتاب، هل تقرأين النهاية أولاً؟ | 
| Minibüste okursun. | Open Subtitles | يمكن أن تقرأه في الشاحنة | 
| Belki bana da uyumadan önce bir şeyler okursun? | Open Subtitles | ربما يُمكنك أن تقرأ لي قصة لطيفة قبل النوم ، هاه؟ | 
| - Latince okursun, yazarsın ama konuşamazsın. | Open Subtitles | تستطيع أن تقرأ اللاتينية تستطيع أن تكتب اللاتينية | 
| Dünya tarihini okuduğunda bir kan, hırs ve aptallık efsanesi okursun. | Open Subtitles | عندما تقرأ تاريخ العالم فأنت تقرأ ملحمه مليئه بسفك الدماء و الجشع و الحماقه | 
| Mühendissin. Hep Alman uçaklarıyla ilgili dergiler okursun. | Open Subtitles | .إنّك تقرأ المجلات .المجلات الإلمانية المختصة بالطائرات | 
| Yok, tuvalet kâğıdından okursun. | Open Subtitles | لا، يمكنك أن تقرأ فقط أنه من ورق التواليت. | 
| Saatinin alarmı çalar, gözlerini açarsın dişlerini fırçalar ve gazeteni okursun. | Open Subtitles | المنبه يضرب تفتح عينيك... . تغسل أسنانك تقرأ دايلي ميرور | 
| Oturursun, gazete okursun, radyo dinlersin. | Open Subtitles | تجلس و تقرأ و تستمع الى الراديو | 
| O zaman kendinle ilgili haberleri yarın gazetelerden okursun. | Open Subtitles | إذن يمكن أن تقرأ عن نفسك في الجريدة غدا | 
| Sen zihinleri okursun, geleceği göremezsin. | Open Subtitles | , انت تقرأ الأفكار و ليس المستقبل | 
| Çok güzel, dinle, makaleyi sakla ve dersten sonra okursun. | Open Subtitles | إسمعني, إحتفظ بالمقالة, يُمكنك قرائتها بعد إنتهاء الحصة | 
| Yazılar okursun. | Open Subtitles | تقرأين عنه تشاهدينه في الافلام | 
| Bana sen okursun diye düşünmüştüm, baba. | Open Subtitles | -حسنًا، كنت أمل أن تقرأه ليّ أنت يا أبي | 
| Hepsini yazacağım okursun Gerd. | Open Subtitles | سأكتب كل هذا سأقوم بنشره ويجب أن تقرأها يا جيلرد | 
| Bazen düzenin bozulur insanları doğru okursun ama yine de yanlış şeyi yaparsın. | Open Subtitles | أحياناً تفقدين الآيقاع تقرئين الشخص الصحيح ولكنك لا تزالي تفعلين الشئ الخاطئ | 
| Biraz dinlenip uçak yorgunluğundan kurtulursun. Kitap falan okursun. | Open Subtitles | لذا يجب أن تأخذي قيلولة لتتخلصي من تعب السفر أو اقرأي | 
| Yolda yanına al, okursun. | Open Subtitles | إقرأها أثناء سفرك | 
| Baba... Eminim bunu gazetelerden okursun. | Open Subtitles | أبي، متأكدٌ أنّكَ ستقرأ حول ذلك في الجرائد |