| Hayır. Gitmememin herkes için en iyisi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | نعم , فكرت أنه سيكون أفضل للجميع اذ لم أذهب |
| - Evet. Yarınki deney için olabildiğince çok şey öğrenmenin faydalı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | .أجل، أعتقد أنه سيكون المفيد أن أعرف المزيد عن تجارب الغد |
| Bu yüzden biz biraz konuşuyorduk eğer harika olacağını düşündüm. | Open Subtitles | حتى ظننت أنه سيكون أمرا رائعا إذا كنا نتحدث قليلا. |
| Rudi Amca'nın başlattığına devam etmenin en iyisi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ما بدأه عمي رودي ظننت أنه من الأفضل مواصلته |
| Ama sizi bir araya getirip konuşmanın daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أعرف ، لكن اعتقدت بأنه سيكون من اللطيف بأن تقابلوا بعضكم |
| Bunun için ileride her zaman pek çok zamanım olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لطالما اعتقدت سيكون هناك الكثير مِنْ الوقتِ لذلك في المستقبل |
| Geceyi burada sonlandırmanın daha eğlenceli olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنه سيكون أكثر مرحاً من الليل هنا |
| Karışık bir mesele ortaya çıktı bu yüzden bir süreliğine ülke dışında olmasının iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ، مسألة معقدة ظهرت لذا إعتقدت أنه سيكون من الأفضل له الإبتعاد عن البلدة لفترة |
| Ofisimde de görüşebilirdik ama özel konuşmamızın daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | كان يمكن أن نتقابل في مكتبي، لكن شعرت أنه من الأفضل لنا أن نتحدث في خصوصية |
| İkimizin tanışmasının iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | فكرت بأنها ستكون فكرة جيدة بالنسبة لنا فيما لو تعرفنا لبعضنا البعض |
| Kravatla. Anlamlı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | بربطة العُنق، ظننت أنها ستكون لمسة لطيفة |
| Peki, bak, bunun iyi bir fırsat olacağını düşündüm ve annem bana bunu konuştuğunuzu söyledi... | Open Subtitles | حسنا, اسمع لقد ظننت بأنها ستكون فرصة عظيمة وأمي أخبرتني بأنكما تحدثتما في هذا الأمر |
| İçindekileri açıklamaktan çok daha kolay olacağını düşündüm. | Open Subtitles | فكرت أنه سيكون أسهل بكثير من أن نشرح عن ما بداخلها. |
| Onu arayıp bir merhaba demenin iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | فكرت أنه سيكون لطيفا لو إتصلت بها وسلمت عليها |
| Tartışmanın bir parçası için herkese Silligan burnu yapmamın eğlenceli olacağını düşündüm. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أنه سيكون مرحا أكثر كجزء من المناقشات اللاحقة لو صنعت أنوف من السيليكون ليرتديها الجميع |
| Yanımda bir şifacı bulundurmanın zekice olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون من الحكمة لإمتلاكي مُعالجة طوال الطريق |
| O yüzden de, ayrılmamızın, benim işime bağlılığımdan dolayı olmasının daha mantıklı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لذا، ظننت أنه سيكون نوعا ما لمسة لطيفة إذا إنفصالنا هو تأكيد نوعا ما لإلتزامي بالشركة |
| Çalışırken sana bakmanın hoş olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون رائعاً النظر إليكِ بينما أعمل |
| İnsanların arada sırada köpeklerini işe getirmelerinin hoş olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه من اللطيف أن يحضر الموظفين كلابهم إلى العمل من الحين للآخر |
| Çalışanların ayrı odası olacağını düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأنه سيكون هناك غرف منفضلة للموظفين |
| 'Aşktan öte durup Lonrdra'nın doğu kıyısına yerleştim, 'çünkü bunun daha kolay olacağını düşündüm. | Open Subtitles | تجاهلت الحب وانطلقت الى نهاية شرق لندن، 'لأنني اعتقدت سيكون الأسهل. |
| Kıyamet başlangıcı için daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنه سيكون أفضل من مجاعة نهاية العالم |
| Senin görmenin güzel olacağını düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت أنه سيكون من الجيد رؤيتك. |
| O yüzden buranın sokaklardan daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لذا شعرت أنه الأفضل النوم هنا بدلاً من الشارع |
| Annem aşağıdayken iyi bir zaman olacağını düşündüm. | Open Subtitles | فكرت بأنها لحظة ممتازة, بينما يتواجدون جميعاً مع أمي بالأسفل |
| Buraya gelip arkadaşça bir yüz görmenin hoş bir sürpriz olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنها ستكون مفاجأة لطيفة لو أنكِ رأيتِ وجه مألوف |
| Eve döndüğünde güzel bir sürpriz olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت بأنها ستكون مفاجأة عندما يعود للمنزل. |
| ..ama sinirlerimi yatıştırmak istedim, ve bunun yardımı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | و أنا أيضاً ، ولكني ظننت أنه قد يساعد على تهدئة أعصابي |
| Komünist bir yemeği totaliter bir şarapla sunmanın incelik olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت انه سيكون من الجيد أن أقدم طبق شيوعى ونبيذ أستبدادى. |
| Dolayısıyla bir evrensel çevirmen aradık; birilerinin çoktan yapmış olacağını düşündüm. | TED | لذلك بحثنا عن مترجم عالمي; اعتقدت أنه سيكون شخص ما هناك. |