| - Sonra çekmeceleri açtı. - Çavuş, bu adamın deli olduğu belli. | Open Subtitles | ثم فتش جميع الأدراج أسمع أيها الرقيب , من الواضح أن ذلك الرجل مجنون |
| Aranızda bir şeyler olduğu belli. | Open Subtitles | حسناً . يا رفاق من الواضح أن لديكم أشياء مستمرة في حياتكم |
| Acımasız bir eşek şakası olduğu belli ama yine de bundan kimin sorumlu olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | .. من الواضح أنه مقلب فظّ ولكنني لازلت أريد أن أعرف من المسئول عن ذلك |
| Belli bir planın olduğu belli. | Open Subtitles | من الواضح أنه من الواضح أنه كان لديك خطة |
| Endüstriyel bir pompa olduğu belli. | Open Subtitles | من الواضح انها نوع من المضخات الصناعية |
| Dirisinin ölüsünden daha değerli olduğu belli. | Open Subtitles | من الواضح أنها تساوي أكثر و هي حية من موتها |
| İyi bir çocuk olabilirmiş bile. Zeki bir çocuk olduğu belli. Ama... | Open Subtitles | ربما كان سيصبح ولد جيد من الواضح انه ذكي |
| Bir sorun olduğu belli. Bunu şu anda konuşmamız gerektiğini söylemiyorum. | Open Subtitles | واضح أنّ هناك خطب ما ولستُ أقول أنّ علينا مناقشته الآن |
| Amy, ne diyeceğimi söyle çünkü aklında bir şey olduğu belli. | Open Subtitles | أيمي، أخبريني مالذي علي فعله لأن من الواضح أن لديك شياء بمخيلتك |
| Bunun için iyi bir zaman değil... ayrıca bir randevun olduğu belli. | Open Subtitles | يبدو أن الوقت ليس مناسباً من الواضح أن شيئاً ما يحدث هنا لذلك سنرحل |
| Düzenli müşterilerden olduğu belli. | Open Subtitles | ـ من الواضح أن السيد فولي كان زبوناً إعتيادياً |
| Geride bıraktıkları zırhlı makineye dayanarak, Zero'nun Narita'daki olayın arkasındaki kişi olduğu belli. | Open Subtitles | اعتمادا على الآلة المدرعة التي تركت هناك فإنه من الواضح أن زيرو كان خلف أحداث ناريتا |
| Çizgi film olmayan gerçeklikle bir bağlantısı olduğu belli. | Open Subtitles | من الواضح أنه يملك إتصالاً بالواقع الغير كرتوني |
| Yani, açıkça reddedilmeyi iyi karşılamayan biri olduğu belli. | Open Subtitles | حسناً، من الواضح أنه ليس بالرجل الذي يتقبّل الرفض بشكل جيد |
| Bir şeylerin peşinde olduğu belli. | Open Subtitles | إنه، من الواضح أنه يُخطط لشئ كبير. |
| Adamın psikopat olduğu belli. | Open Subtitles | حسناً , من الواضح أنه مختل عقلياً |
| Bu psikopatın mesajının kişisel olduğu belli. | Open Subtitles | رسالة هذا المختل من الواضح انها شخصية |
| Kötü biri olduğu belli. | Open Subtitles | انه من الواضح انها شريرة |
| Sana bir şey için ihtiyacı olduğu belli olmasaydı sırf itaat etmen için ailemi tehdit etmezdi. | Open Subtitles | ومن الواضح أنها تحتاج لكم عن شيء أو أنها لن تهدد عائلتي لضمان الامتثال لديك. |
| İçinde hâlâ memnun etmek istediği psikopat bir cazibe olduğu belli. | Open Subtitles | من الواضح انه تسبب فى افتنان لا يزال يحاول ارضائه |
| Bir sorun olduğu belli. Bunu şu anda konuşmamız gerektiğini söylemiyorum. | Open Subtitles | واضح أنّ هناك خطب ما ولستُ أقول أنّ علينا مناقشته الآن |
| Sağlığın için iyi olmayan bir şey olduğu belli. Bilmem gereken de buydu. | Open Subtitles | من الواضع أنه شئ يتعارض مع الصحة العامة وهذا كل ما أريد معرفته |
| Kim olduğu belli olmayan birinden bir ipucu geldiğini çete üyesi bir cemaat üyesi olabilir. | Open Subtitles | على أنّكِ حصلتِ على هذه المعلومات من مصدرٍ مجهول .. ربما من أحد أفراد الأبرشية |