| Pleurococcus diye bir şey olduğunu bilmiyorduk ki bu da bu türün tüm türleri haritalama projesinin önemli olmasının bir sebebi. | TED | ونحن لم نكن نعلم أن هناك صراصير موجوده ، التي هي جزء من السبب لماذا مشروع الخريطه الجينيه لكل الأنواع مهم جداً. |
| Üzgünüm.Sanırım bir problem olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | أنا آسف ، أعتقد أننا لم نكن نعلم أن هناك مشكلة |
| Bizimle oturup bir içki alır mı diye sorduk. Nişanlı olduğunu bilmiyorduk,değil mi? | Open Subtitles | ثم طلبنا منها شُرب مَشروباً معنى لم نعلم أن لديها خطيب |
| Ama, çıkardıkları gazın yanıcı olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نعلم أن الغاز اللذي يطلقونه قابل للإشتعال |
| - Kim olduğunu bilmiyorduk ve Justin "Orada bir şey var" dedi. | Open Subtitles | -لم نكن نعلم أنه أنت . لقد اعتقدنا أن هناك شئ بالخارج، بالإضافة إلى أنني لا أكون بمزاجاً جيداً بالصباح. |
| Ateş etti. Orda olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | اختبئ في الشاحنة لم نكن نعلم بأنه كان هناك |
| Biz okul balosu olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | فى الواقع لم نكن نعلم أنه سيكون هناك أى إحتفالات من أى نوع |
| Sam'e senin öldüğünü düşündürme fikrini bulduğumuzda plânının bu olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نعرف أن هذه خطة سام عندما أتينا بفكرة جعله يعتقدك ميتا |
| Ne kadar uzun boylu olduğunu bilmiyorduk, çünkü bağdaş kuruyordu. | Open Subtitles | لم نعرف كم كان طوله لأنه كان جالسا القرفصاء |
| Yer fıstığı boyutunda beyinleriyle, bireyselliklerini koruyabiliyor, uzun vadeli bağlar kurabiliyorlar. Bunun mümkün olduğunu bilmiyorduk. | TED | بواسطة أدمغة بحجم حبة الفول السوداني، هي تبقي على روابط فردية و طويلة المدى. لم نكن نعرف أن ذلك كان من الممكن حدوثة. |
| Burada olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أنها هنا |
| Ama eğlencenin her yerde olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعلم أن التسلية في كل مكان |
| Çünkü efendim, altı saat önce Fayed'in elinde nükleerler olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لأنه قبل 6 ساعات يا سيدي لم نكن نعلم أن "فايد" لديه قنابل نووية |
| Mümkün olduğunu bilmiyorduk bile. | Open Subtitles | لم نكن نعلم أن الأمر ممكن الحدوث |
| Bak, uyuşturucunun senin olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | أسمع، لم نكن نعلم أن المخدرات تعود لك. |
| Komisere de anlatmıştık. Paranın sahte olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | كما أبلغنا الرقيب، لم نعلم أن المال كان مزيفاً |
| Fakat griffinin gerçekten olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | ولكننا لم نعلم أن الجرايفين حقيقى |
| Evin bir seçenek olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نعلم أن العودة للديار خيار ممكن. |
| -Bu kadar pahalı olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | نكن نعلم بأنه سيكون باهظ الثمن |
| Ne olduğunu bilmiyorduk bile. | Open Subtitles | التحري ، حتى الليلة الماضية ونحن فى الواقع لم نكن نعرف مالدينا هنا هراء |
| - Çalıntı olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نعرف أن الهاتف مسروق |
| evde bu kadar sorun olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | .نحن لم نعرف كم كان سيئاً في المنزل |
| Size daha önce söylemedim, çünkü hedeflerinin Soo Young olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | فى هذا الوقت نحن لم نكن نعرف أن الأنسة سوو يونج هى هدفهم لذلك لم أبلغك بهذا |
| Cinayet olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أنها جريمة قتل |