| Bir piyango yaptılar, ve bunun tek adil yol olduğunu söylediler. | Open Subtitles | كَانَ لديهم يانصيب، و قالوا أن تلك هى الطريقه الوحيده العادله |
| Beni beklemeye alma şanslarının yüksek olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أن لدي فرصة جيدة للحصول على مقعد في طيارة بديلة |
| Kapa. Yeni evinin tadını çıkar, prenses. Burada bir aynasız olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أغلقهم أستمتع ببيتك الجديد , أيتها الأميرة أخبروني أن هنالك شرطياً هنا |
| Kurşun organlarımı parçalamış. Hamile kalabilmemin neredeyse imkansız olduğunu söylediler. | Open Subtitles | مزقت الطلقة أحشائي قالوا أنه سيكون مستحيلاً تقريباً أن أنجب |
| - Her şeyin normal olduğunu söylediler. - Diğer her şeyin normal. | Open Subtitles | إنهم يقولون أن كل شئ طبيعى فى كل شئ آخر ، نعم |
| Hepsi senin bu hafta bu bloktaki en meşgul adam olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا أنك كنت أكثر التجّار نشاطاً في الجادّة هذا الأسبوع |
| Sonra bir daha aradım ve bir iptal olduğunu söylediler. | Open Subtitles | ولكن عندما اتصلت للمرة التاسعه قالوا ان احدهم قد الغي |
| Hayır, ikizler çıkarttı. Ama senin fikrin olduğunu söylediler. | Open Subtitles | كلا, التوأم فعلا لكنهم يقولون أنها كانت فكرتك |
| Onu gençken tanıyan insanlar onu çabuk, akıllı ve neşe dolu olduğunu söylediler. | Open Subtitles | الناس الذين عرفوها في شبابها قالوا أنها كانت حيوية و مشرقة ومفعمة بالمرح |
| Benim için bir sürprizleri olduğunu söylediler. | Open Subtitles | و أيقظونى فى منتصف الليل و قالوا أن لديهم مفاجأة لي |
| Laboratuvardaki çocuklar tamamen normal olduğunu söylediler. | Open Subtitles | الرجال في المختبر قالوا أن الدم طبيعي جداً |
| Salı günü saat 2.30'da. - Acil olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد قالت الإشارة أن الأمر عاجل لقد قالوا أن الأمر عاجل |
| Yüzbaşı Blackadder'ın tütün konusunda hayli başarılı olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد أخبروني أن النقيب بلاكادر لديه نقاطٌ عالية في إقامة العلاقات القاسية. |
| Fakat, onun, araştırmaya bağış yapabilecek iyi bir aday olduğunu söylediler. | TED | لكن قالوا أنه سيكون مرشح جيد للتبرع للأبحاث |
| Ve çıkıyor. TV'de tamircilerin yalnız olduğunu söylediler. Ev kadınları da yalnız hissederler. | Open Subtitles | في التلفاز يقولون أن رجل الصيانة يعيش وحيداً وسط الناس وربّات المنزل يُصبحن وحيدات أيضاً. |
| Ofisini aradım,ama dışarıda olduğunu söylediler. | Open Subtitles | جربت الاتصال بمكتبك ولكنهم قالوا أنك بالخارج |
| Babam bilim ve teknolojiyle bunu değiştirmek istedi, ...ama bunun kurallara aykırı olduğunu söylediler. | Open Subtitles | والدي أراد أن يغير الأشياء عن طريق العلم والتكنولوجيا ولكنهم قالوا ان ذلك هرطقة |
| Bazı geçmiş tecrübelerim olmuştu ve bana bozulma olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لديّ سيرةٌ ذاتية متنوعة، يقولون أنها متسمة بالإنحلال. |
| Beni anneme vermek istemedikleri için onun deli olduğunu söylediler. | Open Subtitles | ولا يرغبوا في أن تأخذني أمي، لذا قالوا أنها مجنونة |
| Acil bir durum olduğunu söylediler. Bu yüzden geldim. | Open Subtitles | قالوا أنّه كانت هناك طوارئ لذلك هاانا ذا |
| Saat 20:30'dan az biraz önce olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا بأنّه حدّث تماماً قبل السّاعة 8: 30. |
| Destekçiler böyle yasalara aşırı uçtaki insanlar için ihtiyaç olduğunu söylediler: vandallar, kundakçılar ve radikaller. | TED | الداعمون لهذا القانون يقولون بأنه مطلوب للمتطرفين: المخربين، مشعلي الحرائق، والراديكالية. |
| Kadın ve bebekleri öldürmekten suçlu olduğunu söylediler. Aynı şeyi yapan tam olarak kaç bomba attı dersin? | Open Subtitles | يقولون أنه مٌذنب بقتل النساء والأطفال ولكن، كم قنبلة اُلقيت تقوم بنفس الشئ ؟ |
| Kalbimin, otostop çekerken araba çarpması sonucu ölen bir kıza ait olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد أخبروني أنّ قلبي يعودُ إلى فتاةٍ قضت في حادثِ سير بينما كانت تستوقف السيّارات على الطريق العام |
| Oradakilerin üçünün geçen gece buraya gelen vampirler olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا بأن هناك ثلاثه مصاصي دماء أتوا في الليله الماضيه |
| - Laboratuvardakiler böyle bir parçanın koleksiyonerler için paha biçilmez olduğunu söylediler. | Open Subtitles | حسناً، عُلماء المُختبر قالوا أنّ غرضاً كهذا سيكون فائق القيمة لأيّ جامع. |