| Hadi ama. Bunun, paylaşıp bağ kuracağımız bir an olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | هيا، ظننت أن هذا هو الجزء الذي نتشارك فيه الأسرار ونتقارب |
| Ben de senin yüreksiz bir köylü olduğunu sanmıştım ama yanılmışım. | Open Subtitles | وأنا ظننتك قروىّ ضعيف الشخصية، لكنى كنتُ مخطئاً. |
| Zeki olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ـ لا أريد أن أستمع لذلك الهراء ـ ظننت أنك ذكى |
| Onun üzüleceği tek şeyin kötüce sarılmış bir esrar olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | اعتقدت أن الشيء الوحيد الذي أغضبه هي سيجارة ملفوفة بشكل سيء |
| Onunla buluşacaktım, ama gelmedi. Sizinle olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقابله لكنه لم يظهر، ظننته معكما يا رفاق |
| ...ve yerde kanalizasyon olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنها غرفة مليئة بالأطفال والمياه تملأ المكان. |
| Yan yana yürünemeyecek kadar kalabalık olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أن المكان سيكون مزدحمًا. لدرجة أننا لن نستطيع المشي بجانب بعضنا البعض. |
| Kapı yine çaldı ve ben de açtım Pepe olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | وحينما دق جرس باب ثانية، ظننت أن الطارق هو بيبي |
| Konuşmaya korkanın sen olduğunu sanmıştım ama sanırım seninle konuşmaktan korkan bendim bence. | Open Subtitles | تعرف، هذه المرة ظننتك أنت الذي خشيت التحدث معي و لكن أعتقد أني أنا التي خشيت ذلك |
| Evet, çünkü söylenene kadar kolu çekmeyecek kadar akıllı olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | لأنني ظننتك ذكي بما يكفي لنتنظر على سحب الرافعة حتى أسمح لك لكن على ما يبدو كنت مخطيء |
| Bununla baş edebilecek kadar erkek olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ، لقد ظننت أنك رجل بالقدر الكافى تستطيع التصرف فى ذلك الموقف |
| Biliyor musun, bizi birlikte tutmak için savaşabilecek birisi olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | أتعلمين، ظننت أنك من ستقاتلين من أجل بقائنا مغا |
| - Kes sesini. Bak, ben de para olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | حسناً لقد اعتقدت أن الموضوع يتعلق بالأموال |
| Ben de, açık barı ve neredeyse çıplak heykelleri tekrar kiralaman için başka bir bahanen olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننته عذراً آخر لأجل حانة مفتوحة و إعادة استخدام التماثيل الشبه عارية |
| Onu sevmiştim ama yine o numaralarından biri olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | لقد أحببته لكنني ظننت أنها إحدى خدعه وحسب |
| Şarlatan bir doktor olduğunu sanmıştım. Ama anlaşılan öyle değilsin. | Open Subtitles | لقد ظننت انك طبيبة مزيفة, لكن أعتقد أني أخطئت الظن. |
| Basınçtaki artışı engellemek için bir planın olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتُ أنّ لديكَ خطة لإحتواء الإرتفاع في الضغط |
| Kuralların açı k olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | أعتقدت أنه القوانين كانت واضحة |
| Ben ciddi olduğunu sanmıştım o yüzden bayağı heyecanlanmıştım ama oyunun bir parçasıymış. | Open Subtitles | لقد اعتقدت انه كان حقيقيا حسنا لقد كنت متحمسة لذلك لكنه كان فقط جزء من اللعبة |
| Yetenekli olduğunu sanmıştım. Özel olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنه لديّكِ مهارة، ظننتكِ مميزة |
| Mozambik'te olanların yıllardır benim hatam olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | لسنين طويلة كنت أعتقد أن فشلي في موزمبيق كان خطئي 269 00: 26: 40,766 |
| Pardon, burasının duygularımı ifade edebileceğim güvenli bir yer olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | أنا أسفة أعتقدت أن هذا أفضل مكان لأعبر فيه عن مشاعرى |
| Ben de bana inanacak tek insanın doğruyu söylediğime inanacak tek insanın sen olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | لقد أعتقدت أنك الوحيد الذي سيصدقني لأنك الوحيد الذي يعلم أنني أقول الحقيقة |
| Burada ne arıyorsun? Yok olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ما الذي تفعله هنا, اعتقدت أنك أختفيت |