| Gerçekten tam o anda olduğunuz zaman, ben o anda olduğum zaman, ifade kanalları açık oluyor. | TED | عندما تكون تماما في اللحظة ، عندما أكون تماما في اللحظة ، سفينة التعبير تفتح |
| Bu durum tabii ki, bir nevi dairesel şehir mantığını sürdüren tarihsel bir şehrin yerleşim planı içinde olduğunuz zaman bazı komik anlara neden olur. | TED | هذا بالطبع يؤدي إلى بعض اللحظات المضحكة عندما تكون في نظام تخطيط مدينة قديمة تتبع نمط المدينة الدائري، أليس كذلك؟ |
| Sokakta olduğunuz zaman düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | عندما تكون في الشارعِ،هَلْ تُفكّرُ في الموضوع؟ |
| Mutlu olduğunuz zaman da ağlıyor musunuz? | Open Subtitles | إذا تبكين حتى عندما تكونين سعيدة أيضاً؟ |
| Ama bir ilişkide olduğunuz zaman, hiç kimseyle çıkmamış gibi davranmak iki tarafında gösterdiği bir nezakettir. | Open Subtitles | لكن عندما تكونوا في علاقة، من المجاملة المشتركة أن تتظاهروا بأنكم لم تكونوا على علاقة فالسابق |
| Aşık olduğunuz zaman sadece aşkı düşünüp kalbinizin sesine kulak verebilmek adına korkularınızı nasıl bir kenara atarsınız? | Open Subtitles | نعم؟ عندما تكون مغرماً، كيف تضع مخاوفك جانباً حتى تتمكن من الاسبتسال واتباع قلبك؟ |
| Eve gidiyorum. Hazır olduğunuz zaman gelin. Tamam mı? | Open Subtitles | انا في طريقي الى البيت تعال عندما تكون جاهز |
| Stresli olduğunuz zaman, yorgun olduğunuz zaman henüz çocukken, tam olgunlaşmamış olduğunuz zaman şöyle düşünürsünüz. | Open Subtitles | و عندما تكون تحت الضغط و عندما تكون مجهد و عندما تكون حدث غير ناضج الفكر و المعرفة |
| Çoğu insan zeki olduğunuz zaman, onların anlayamadığı şeyler yaptığınızda sizi sevmez. | Open Subtitles | أنت تعلم، الناس لا يُعجبهم الأمر عندما تكون ذكياً، وعندما تقوم بأشياء لا يفهمها مُعظم الناس. |
| Ama unutmayın, dışarıda olduğunuz zaman, siz analistsiniz, polis değil. | Open Subtitles | لكن تذكروا ، عندما تكون في الخارج بالساحة، أنتم محللون ولستم شرطيون. |
| Bence bir ilişkinin en iyi tarafı, hasta olduğunuz zaman. | Open Subtitles | أفضل جزء بالعلاقة هو عندما تكون مريض |
| Dostlarım, işte rock yıldızı olduğunuz zaman bu olur. | Open Subtitles | هذا يا أصدقائى ما يحدث عندما تكون نجم "روك" |
| Ama astronot olduğunuz zaman, kendinize "Buraya nasıl geldim?" gibisinden sorular sorarsınız. | Open Subtitles | لكن، عندما تكون رائد فضاء تبدأ تسأل نفسك اسئلة مثل... كيف استطعت الوصول إلى هنا؟ |
| Belki Kral olduğunuz zaman her şey değişecektir. | Open Subtitles | ...ربما عندما تكون الملك ...الاشياء ستكون مختلفة |
| Bay Chi, hazır olduğunuz zaman size bazı sorular sormak istiyoruz. | Open Subtitles | سيّد، (شي) عندما تكون مستعدّ يجب أن نطرح عليّك بعض الأسئلة |
| Benim gibi olduğunuz zaman Bay Carson kimse konuşmaya cüret edemediği için elden geldiğince işaretleri anlamaya çalışırsınız. | Open Subtitles | عندما تكون مثلي، سيد "كارسون" يجب أن تقرأ الإشارات بأفضل شكل لأن لا أحد يجرؤ على التكلم |
| Muzaffer olduğunuz zaman mutluluk gelecek. | Open Subtitles | عندما تكون منتصراً ستأتي السعادة |
| Ama keşfettim ki başkanla evli olduğunuz zaman bunları birbirinden ayırmak güçleşiyor. | Open Subtitles | لكن إكتشفتُ أنه عندما تكونين متزوجة ... من الرئيس، فأنتِ لا تملكين هذا التمييز |
| Kapalı olduğunuz zaman hazırlık işlerini yapabiliriz,.. | Open Subtitles | ) يمكننا أن ننجز الكثير عندما تكونين مغلقه |
| Genç olduğunuz zaman. | Open Subtitles | تعلمون، عندما تكونوا مراهقين |