| Birileri kahraman olmaya çalışıyor galiba biraz kendini beğenmiş biri X-O-X-O bu kombinasyonu kimse yenemez | Open Subtitles | و كأن هناك أحد يحاول أن يكون البطل، لَكنَّه أصبحَ مغرور إلى حدٍّ ما. |
| Her grup ötekinden daha gaddar olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لكل فرقة يحاول أن يكون أكثر شرا من غيرهم. |
| O kızın her ne sorunu varsa var, John onunla arkadaş olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أياً ما كان يجري مع تلك الفتاة، فهو يحاول أن يكون صديقها |
| Yalnız kahraman filan mı olmaya çalışıyor? | Open Subtitles | لست أفهم , هل هي تحاول أن تكون بطلة كبيرة أو شيئ ؟ |
| Bilemiyorum işte, o iyi adam falan olmaya çalışıyor herhalde. | Open Subtitles | لا أعلم، إنه يحاول أن يكون الشخص الصالح أو شيء كهذا |
| Bu saman kafa resmen en yakın arkadaşım olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل منحرف يحاول أن يكون أفضل صديق لي |
| Sürekli annemin memelerine bakıyor benimle arkadaş olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | انه يحدق دائما في ثدي أمي يحاول أن يكون طيبٌ معي أدعو له الدكتور ديك |
| Bu yemek Er Lucas kara puding olmaya çalışıyor olsa da muhtemelen sosis diyorsunuzdur. | Open Subtitles | هذا يا جندي لوكاس هذا يحاول أن يكون بودنغ أسود رغم أنكم تطلقون عليه أسم صوصج |
| Cesur olmaya çalışıyor, ama tedirgin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | إنه يحاول أن يكون شجاعا لكنني أعلم بأنه خائف |
| Sadece koruyucu bir baba olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول أن يكون أب صالح وحريص |
| Arkadaşınız ikna edici olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | كان صديقك يحاول أن يكون مقنعاً. |
| Pisliğin teki olmak zorunda değilsin. Kız hoş olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا يجب عليكَ أن تكون وغداً هكذا، إنّها فقط تحاول أن تكون لطيفة |
| Bana masasını vererek iyi biri gibi olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | اعطائي طاولة الغداء إنه يحاول أن يبدو الشخص الطيب. |
| FNG hala kötü adamları yakalamaya, büyük kahraman olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | المُستجد ما زال يُحاول القبض على الأشرار يُحاول أن يكون بطلاً |
| Daha iyi bir baba olmaya çalışıyor, ebeyenlik kursuna gidiyor. | Open Subtitles | هو فقط يحاول ان يكون ابا جيدا هو يأخذ دروسا في الابوة |
| Ama şişman Moğollar, Çinli olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | ولكن المغولي السمين يحاول أن يصبح صينياً |
| Baş sayfalarda, anlaşmanın önüne geçmesine engel olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | محاولة منه ألا يؤثر ذلك على المعاهدة كلا ... |
| Tanrım, şimdi samimi olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | يا إلهي، الآن يريد أن يحظى بمحادثة من القلب للقلب |
| Davayı kaybedeceğini biliyor, sadece ünlü olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | انه يعلم انه سوف يخسر هذه القضية انه يحاول ان يصبح مشهور |
| Antremanlar ve öğünler arasında bir yandan mahkeme emri atamaları diğer yandan kız arkadaşından ayrılması bütün bu şeyler arasında, aklına mukayet olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | بين الوجبات و التدريب ، بين أوامر مواعيد المحكمة بين انفصاله عن صديقته بين كل هذه الاشياء ، هو يحاول أن يُحكم عقله |
| Sadece nazik olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هو كان يحاول أن يتصرف بلطف فقط. |
| Kendine meşguliyet arıyor. Ailenin bir parçası olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | . إنها تحاول أن تبقي نفسها مشغولة . تريد أن تكون جزءاً من العائلة |
| Tekrar arkadaş olduğumuzu biliyor sizinle daha samimi olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | انها تعلم أننا أصدقاء مجددا انها تحاول أن تتواصل معكن |
| Şu anda çekici olmaya çalışıyor olman gerekmez mi? | Open Subtitles | اليس ن المفترض ان تحاول ان تكون ساحر الان ؟ |
| Mia hemşire olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | مايا تتدرب لتصبح ممرضة |