| Yani tasarım yaparken ve değişim oluşturmaya çalışırken, onu gerçekten inşa etmek çok önemli. | TED | لذلك فمن المهم جدا أنه عندما نحن نصمم ونسعى لصنع تغييرا، علينا أن نبني هذا التغيير. |
| Fakat sonra, her şeyin tamamen farklıaştığı başka çok ilginç bir adım geldi. Öyle ki, bu hücreler bilgi alışverişi ve iletişimine başlayarak hücre toplulukları oluşturmaya başladılar. | TED | ولكن بعد ذلك حدثت خطوةٌ مثيرةٌ بالفعل حيث أصبحت الأشياء مختلفةً تماماً، وهو عندما بدأت تلك الخلايا التواصل ونقل المعلومات، بحيث بدأت في تشكيل مجموعاتٍ من الخلايا. |
| Buraya geldiğim günden beri Penguen'e karşı bir dava oluşturmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد حاولنا تكوين قضية ضد البطريق منذ أن جئت أنا هنا |
| Bir yüz oluşturmaya yetebileceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقولين أنك تملكين معطيات كافية لتشكيل الوجه ؟ |
| Ben ilişkimizi yeniden oluşturmaya çalışıyordum ama artık babası değil, tetikleyici konumundayım! | Open Subtitles | كُنتُ أُعيد بناء علاقتنا وحالياً لم أعد أباً بعد الآن أنا كالزناد |
| Geri döndüm ve bunu yapmaya isteği olan bulabildiğim en iyi kişiler bir takım oluşturmaya başladım. | TED | عدت وبدأت بتشكيل الفريق، أفضل الأشخاص الذين يمكن الحصول عليه، يملكون الرغبة لهذا العمل. |
| Başta çocukları bir çember oluşturmaya zorladığını ve bu sayede onların güçlerini, kendininkini yeniden almak için kullanacağını sanmıştım. | Open Subtitles | في البداية ظننتُ انهُ دفعَ الأطفال ليشكلوا دائرة ثم يستخدم قوتهم بطريقة ما ليعيد تأسيس قوته |
| Biz bu davayı oluşturmaya başladığımız zamanlar seksen yaşındaki AVM'cilerin peşinde koşuyordum. | Open Subtitles | دعيني أخبركِ، عندما كنا نبني هذه القضية، لقد كنت أطارد عمال مول أعمارهم 80 عام. |
| O güne ait zaman çizgisi oluşturmaya çalışıyoruz, her detayın yardımı olabilir. | Open Subtitles | نحن نبني جدولاً زمنياً لذلك اليوم لذا، أية تفاصيل قد تكون ذات نفع لنا |
| - Bunu yapmak istemiyor muyuz, olabildiğince çabucak destek oluşturmaya başlamayı? | Open Subtitles | -ألا نريد أن ننشر هذا ، و نبني الدعم في أقرب فرصة ممكنة؟ |
| Bir sendika oluşturmaya çalışıyor olduğunuzu söylerseniz işten atılamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنهم فصلكم إن قلتم أنكم كنتم تحاولون تشكيل نقابة |
| Büyük Patlama'dan yaklaşık 300 milyon yıl sonra ilk yıldızlar şaşırtıcı çeşitlikte şekil ve büyüklükte yeni galaksileri oluşturmaya başladı. | Open Subtitles | حوالي 300 مليون سنة بعد الانفجار العظيم بدأت النجوم التى تكونت مبكراً فى تشكيل مجرات والتي ببطء اكتسبت تنوعا مذهلاً من الأشكال والأحجام |
| Otoriteleri için tehdit oluşturmaya nasıl devam ederiz ki? | Open Subtitles | كيف يمكننا مواصلة تشكيل تهديد لسلطتهم؟ |
| Görünen o ki yoğun bir bölgede Güneş'in kütlesinin en az bir milyon katına ihtiyacınız var ki yıldız oluşturmaya başlayabilesiniz. | TED | اتضح أنك تحتاج على الأقل ضعف كتلة الشمس مليون مرة، في منطقة كثيفة واحدة، قبل أن تستطيع تكوين النجوم. |
| Sildiğim dosyaları yeniden oluşturmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إعادة تكوين الملفات التي قمت بحذفها |
| Sildiğim dosyaları yeniden oluşturmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إعادة تكوين الملفات التي قمت بحذفها |
| Atmosfer içindeki hava boşluklarında yoğunlaşmış nem vardı fakat okyanusları veya nehirleri oluşturmaya yeterli olmadı. | Open Subtitles | لقد كان هناك رطوبة في الهواء تتركز على شكل تجاويف، ولكنها ليست كافية لتشكيل محيطات أو أنهار. |
| everenin başlangıcında o anda soğuklukla elektron ve protonların birleşmesiyle hidrojeni oluşturmaya başladı. | Open Subtitles | فتلك هي اللحظة التي أصبح فيها الكون .. بارداً بما يكفي لدرجة أن الالكترونات والبروتونات اجتمعت لتشكيل الهيدروجين |
| Kodlamadan, vücudunu oluşturmaya kadar, her gelişim aşamasında-- | Open Subtitles | من التشفير، لتشكيل الجسد خلال كل مرحلة من التطوير |
| Karakterleri öğrenince tümceler oluşturmaya başlıyoruz. | TED | وهكذا، بعد أن نتعلم الحروف، نبدأ في بناء العبارات. |
| Biz bundan çok önce başlıyoruz, hiçbir ceset olmamasını umarak ve bu insanlar için, yapmaya çalıştıkları şey için, devasa bir bilgi havuzuna sahip bu davayı oluşturmaya çalışıyoruz. | TED | نحن نبدأ قبل هذه النقطه في الواقع, قبل ان توجد اي جثث, نحن نحاول بناء قضيه لمن هم الاشخاص وماذا يحاولون القيام به, وهذا يتضمن كميه هائله من المعلومات. |
| Tozlaşan her çiçek, hemen binlerce tohum içeren bir meyve oluşturmaya başlar. | Open Subtitles | كل زهرة ملقّحة تبدأ مباشرة بتشكيل ثمرة بداخلها محشوّة بآلاف البذور |
| Toprağın alkalikliğini saptadıktan sonra.., ...jeoloji hakkında hipotez oluşturmaya başlayabiliriz. | Open Subtitles | عندما نفصل القلويات من التربة عندها يمكننا البدأ بتشكيل الفرضيات بشأن جيولوجيا المنطقة |
| - Buraya seninle takım oluşturmaya geldiler. | Open Subtitles | انهم هنا ليشكلوا فريقاً معك. |
| Büyük V'leri oluşturmaya başladığımızda, binlerce kişiydik. | Open Subtitles | كان هناك العشرات منا عندما بدأنا الطيران بشكل منسق |
| Kurduğu şu siteye bir bakın: "Star Wars" MashUps, insanları bu çok önemli kültürel ikonla alakalı olarak gelip yaratıcı enerjilerini kullanmaya, ve yeni nesil bir ilgi oluşturmaya davet ediyor. | TED | أنظروا إلى هذا الموقع الذي صممه : "حرب النجوم" عمليات المزج، يدعو الناس للحضور واستخدام طاقاتهم الخلاقة لانتاج جيل جديد من الاهتمام نحو هذا الرمز الثقافي المهم للغاية. |