| Onun için caddede orospuluk yapan Onüç yaşında kızları vardı. | Open Subtitles | كان يجعل البنات بعمر ثلاثة عشر سنة يعملون له في الشارع |
| Bu hızla giderlerse Onüç belki ondört saat. | Open Subtitles | حسناً، في المعدّل هذا سيستمر ثلاثة عشر وربما اربعة عشر ساعة |
| Bu lafları Onüç ay ve altı gündür duyuyorum Cam. | Open Subtitles | حقيقى , أنا أسمع هذا الكلام منذ ثلاثة عشر شهرا وستة أيام يا كام |
| Öte yandan Taub ve Onüç karaciğer biyopsisini bugün yapabilir. | Open Subtitles | على جانب آخر، بإمكان (تاوب) و(ثلاثة عشرة) القيام بالخزعة اليوم |
| Onüç konusunda bir şeyler yapmalısın. İkimizin otoritesini de çiğnedi. | Open Subtitles | عليكَ فعل شيء حيال (ثلاثة عشرة) لقد استهزأت بسلطتي وبسلطتكَ |
| Onüç iyi değil. | Open Subtitles | ثلاثه عشر ليس جيد |
| Çok şükür ki Onüç sorunun ne olduğunu buldu da akciğerlerin tekrar havalanmasını sağladık. | Open Subtitles | ولحسن الحظ اكتشفت ثلاثة عشر المشكلة وقامت هناك بإعادة نفخ رئتها |
| İşin başında Onüç tanı koymaya katılmasaydı kurtarılmaya ihtiyacı olmayacaktı. | Open Subtitles | التي لم تكن لتحتاج الإنقاذ لو كانت ثلاثة عشر موجودةً ضمن |
| Eğer oradaki Onüç ise, bir başkası yapmadan önce onu buraya getirmeliyiz. | Open Subtitles | إن كان ثلاثة عشر هنالك فعلينا أن ندخله معنا أو شخصاً اَخر سيقوم |
| Ne yapacaksan bir an önce yap ve ötmeden önce Onüç'ün ölmesini sağla. | Open Subtitles | قم بما ينبغي عليك فعله وقم بالتأكد بأن ثلاثة عشر يُقتل قبل أن يتحدث |
| Onüç, neden Masters'a kan alırken eşlik etmiyorsun? | Open Subtitles | ثلاثة عشر لم لا تأخذين ماسترز للقيام بسحب الدم بامكانك ان تذكريها بكل المباهج |
| 45000 gümüş para ve Onüç çeşit değerli taş hazırlandı Majesteleri. | Open Subtitles | أربعةُ ألافً وخمسُ مِئة نُقودً فضية و ثلاثة عشر كِنزاً متنوعة الأصناف |
| İlk sortinizde sekiz, toplamda Onüç uçak vurmuşsunuz. | Open Subtitles | ثمانية قتلى فى أول موجة هجوم ثلاثة عشر فى المُجمل. |
| Onüç kere yeniden çağrıldık. Onüç kere! | Open Subtitles | نداء ستارة ثلاثة عشر ثلاثة عشر |
| Onüç kurban, hepsi de bu çıvardan. | Open Subtitles | ثلاثة عشر ضحية كلهم من هذة البلدة |
| Doksandokuz çarpı Onüç eşittir.. Mutlu Noeller! | Open Subtitles | تسع وتسعون مرة، ثلاثة عشر نظير، عيد ميلاد مجيد! |
| Göğsündeki dövme, Onüç rakamı, internette biraz araştırdım. | Open Subtitles | الوشم الذي على صدرك؛ "ثلاثة عشر"، بحثت عنه في الانترنت |
| Tam olarak Onüç savaş yönetmiştir. | Open Subtitles | لقد قاد بنفسه ثلاثة عشرة حملة |
| Hoşça kal, Onüç. | Open Subtitles | إلى اللقاء يا (هاوس) إلى اللقاء يا (ثلاثة عشرة) |
| Onüç'e Uçak biletini iptal edenin ben olduğumu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتُ (ثلاثة عشرة) بأنّني مَن قام بإلغاء تذكرة طيرانها |
| Onüç kere 13 169. | Open Subtitles | ثلاثه عشر مره 13 ... 169 |
| Onüç yıldır bizimle. | Open Subtitles | لقد كانت معنا منذ ثلاث عشرة عامًا. |