| Ormandaki gürültü. Ona verdiğim isim bu. | Open Subtitles | الشجار فى الغابة هذا هو الإسم الذى أطلقته أنا |
| Ormandaki gürültü. Ona verdiğim isim bu. | Open Subtitles | الشجار فى الغابة هذا هو الإسم الذى أطلقته أنا |
| Hamile olduğu an anladım... Ona verdiğim şey bir erkek çocuğu değil... başka bir şeydi. | Open Subtitles | بأنه لم يكن الطفل الذي أعطيته لها لكنه شيء آخر |
| Kartlar, Ona verdiğim televizyonun içerisinde. | Open Subtitles | إنها في التلفاز الذي أعطيته لها |
| Ateşini düşürdük ve Ona verdiğim bazı bulantı giderici ilaçlara yanıt vermeye başlıyor. | Open Subtitles | تم خفض حرارتها وبدأت بالاستجابة لبعض أدوية القئ التى أعطيتها لها |
| Bu Ona verdiğim saç tokası! | Open Subtitles | إنها ربطة شعر أعطيتها لها |
| Holt Ona verdiğim çikolatayla bize mesaj göndermeye çalışıyor. | Open Subtitles | هولت يحاول ارسال لنا رساله بإستخدام لوح الحلوى الذي اعطيته له |
| Onun hatası değildi. Sadece Ona verdiğim fotoğrafa hâlâ sahip olduğu için memnunum. | Open Subtitles | لم يكن خطأه أنا ممتن أنه أحتفظ بالصورة التي أعطيتها له |
| Ona verdiğim ismi hatırlamıyorum bile. | Open Subtitles | أنا لا أتذكر حتى الإسم الذي أعطيته لها |
| Bu Ona verdiğim İncil. | Open Subtitles | هذا هو الإنجيل الذي أعطيته لها |
| Bunu Ona verdiğim gün ağlamıştı. | Open Subtitles | بكت في اليوم الذي أعطيته لها |
| Ona verdiğim telefonla aradı. | Open Subtitles | هاتفتني علي الرقم الذي اعطيته بها |
| Baban Ona verdiğim kremi kullanıyor muymuş? | Open Subtitles | هل يستخدم والدك المرهم الذي اعطيته ؟ |
| Ona verdiğim mektuplar hâlâ üzerindeydi. | Open Subtitles | برقية أعطيتها له ماتزال بحوزته |
| Belki de Ona verdiğim on bin de vardır. | Open Subtitles | و ربما 10.000 أخري أعطيتها له |