| Bilgisayar seyir defteri, bu geminin Thor'un bulunduğu gemi olduğunu onaylıyor. | Open Subtitles | سجل الحاسوب يؤكد ذلك هذه نفس السفينة التي كان عليها ثور |
| Boya dükkanındaki malzemelerin laboratuvar testleri toksinlerin toz halde olduğunu onaylıyor. | Open Subtitles | نتائج المعمل في متجر الطلاء يؤكد أن السم في صورة بودرة |
| 51. Bölge, büyük bir düşman kuvvetine yetecek kadar var olduğunu onaylıyor. | Open Subtitles | المنطقه 51 تؤكد أن هناك حالياً بما فيه الكفاية لإبطال قوة العدو الكبيرة |
| Teyla'nın hâyali sadece benim şu ana kadar söylediklerimi onaylıyor. | Open Subtitles | رؤية تايلا تؤكد لنا ما نقوله منذ البداية |
| Ne diyorsun Clopin, Mucizeler Mahkemesi bu seçimi onaylıyor mu? | Open Subtitles | "كلوبان " ، ملك العملة هل يوافق بلاط المعجزات ؟ |
| Politikamızın, askerler değil, siviller tarafından yapılmasını onaylıyor musunuz? | Open Subtitles | هل توافق أم لا أيها الجنرال أن توضع السياسة الوطنية من قبل المدنيين وليس العسكريين ؟ |
| Ve sen, masum olmana rağmen hapishanede olup işkence görmeyi onaylıyor musun yani? | Open Subtitles | هل توافقين أن تكوني شهيدة وتقبعي في السجن بريئة؟ |
| O bunu onaylıyor o yüzden önemli değil. | Open Subtitles | لكنها موافقة على دراستي فلا بأس إذن |
| Bu sahneler Fransa ve Belçika'nın kötü bir hakimiyetten kurtarıldığını onaylıyor. | Open Subtitles | هذه المشاهد أكّدت أن فرنسا و بلجيكا كانتا قد تحرّرتا من قبضة شريّرة |
| Otelde gördüklerim, uzun süredir düşündüğüm şeyleri onaylıyor. | Open Subtitles | ما رأيت في الفندق يؤكد شيئا لذلك هم يشتبهون بي منذ فترة طويلة. |
| Bu veriler görev aracının bile olay anında alanda park halinde olduğunu onaylıyor. | Open Subtitles | حتى أنه يؤكد أن رحال المهمة كان مايزال مصفوفاً في مسكنه في وقت الحادثة |
| Şüphelinin boynundaki hapis dövmesi de bizden olmadığını onaylıyor. | Open Subtitles | و أثر خرم السجون الذي يوجد على رقبة الجاني يؤكد أنه ليس واحدا منا |
| Diş belgeleri merhumun Martin Manicone olduğunu onaylıyor, 15 yaşında ve iki hafta önce kayıp olarak bildirilmiş. | Open Subtitles | سجلات الاسنان تؤكد بان المتوفي هو مارتن مانيكوني عمره 15 سنه بلغ عن فقدانه من اسبوعين |
| Hemorajik lekelenme, ölüm nedeninin göğüs kafesindeki travma olduğunu onaylıyor. - Çok iyi Bay Bray. | Open Subtitles | تؤكد اللطخات النزفية أنّ الإصابة في القفص الصدري هي سبب للوفاة. |
| Telefon kayıtları cep telefonundan arama yaptığını onaylıyor. | Open Subtitles | السجلات تؤكد أنه إتصل من هاتفه المحمول |
| Britanya İmparatorluğunu da onaylıyor mu? | Open Subtitles | والإمبراطورية البريطانية، هل يوافق على ذلك؟ |
| Hıristiyanlığın yayılışını onaylıyor mu diye soruyorsunuz? | Open Subtitles | إذا كنتِ تقصدين، هل يوافق على التوسع في الرسالة المسيحية؟ |
| Öğrencilerin Imogen'in fikirlerine müdahale şeklini onaylıyor musunuz? | Open Subtitles | .؟ .. هل توافق على الطريقة التي عالج الطلاب افتتاحية ايموجين ل |
| Politikamızın, askerler değil, siviller tarafından yapılmasını onaylıyor musunuz? | Open Subtitles | هل توافق أم لا أيها الجنرال أن توضع السياسة الوطنية من قبل المدنيين وليس العسكريين ؟ بالطبع أوافق . |
| Yapmanız gereken şey gülümsemeye devam etmek ve her şeyi onaylıyor gibi görünmek. | Open Subtitles | الأمر هو الإستمرار بالإبتسام ولا تبدين أبداً كما لو أنكِ لا توافقين |
| - Peki, bu skeci onaylıyor musun? - Hayır! | Open Subtitles | -إذاً، هل أنتِ موافقة على تلك الفقرة الهزلية؟ |
| Diş kayıtları onaylıyor. | Open Subtitles | أكّدت سجلاّت الأسنان ذلك |
| Kocanız çalışmanızı onaylıyor mu? | Open Subtitles | إذاً، هل زوجكِ موافق على عملكِ؟ |
| Kışladaki herkes 23:30 gibi geri döndüklerini onaylıyor... ve ikisi de sabaha kadar oradan ayrılmamışlar. | Open Subtitles | كل من في الثكنة يؤكدون أنهما ... عادا قبل الحادية عشر والنصف ليلاً وأن كلاهما لم يخرجوا مجدداً قبل الصباح التالي |
| Ama onu sevip onaylıyor musun? | Open Subtitles | لكنكِ معجبة بها؟ أتوافقين عليها؟ |
| Uçağın düşüş nedeninin açıklanması ve kurtarma operasyonunun başarısız olmasıyla yetkililer 324 yolcunun öldüğünü onaylıyor. | Open Subtitles | "مع إيجاد الطائرة واستبعاد مهمّة الانقاذ" "تؤكّد السلطات وفاة جميع الركّاب الـ324" |