| - Öyleyse Onu durdurmak bize düşüyor. - Evet ama yemekten sonra, tamam mı? | Open Subtitles | إذن علينا إيقافه نعم، و لكن بعد العشاء، صحيح؟ |
| Ben gözlemlemek ve gerekirse Onu durdurmak için gönderildim. | Open Subtitles | ثم إرسلت لمراقبته , وإذا دعت الحاجة , إيقافه |
| - Demek Onu durdurmak zorundayım. Bunu denedim ve başarısız oldum, ardından da senatör öldü. | Open Subtitles | سيتعين عليّ ردعه فحسب، أجل حاولت ذلك وفشلت، ومات السيناتور. |
| Arkadaşıma çok aptalca bir şey yapmasını söyledim ve Onu durdurmak zorundayım. | Open Subtitles | قلت يا صديقي أن تفعل شيئا غبيا حقا، ويجب أن أذهب منعه. |
| Onu durdurmak için artık çok geç. Gelen bir direktif üzerine çıktı. | Open Subtitles | لقد تأخر الوقت الآن لإيقافه لقد خرج بالأوامر |
| L o durdurulamaz hale gelmeden önce Onu durdurmak önemli olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه من المهم أن نوقفه قبل أن يصبح غير متوقف |
| Onu durdurmak zorundaydım, bu yüzden önünü kestim. | Open Subtitles | وكان لا بد أن أوقفه لذا أنا فقط سرعت |
| Yani Big Tobacco Onu durdurmak için elinden geleni yapacaktır. | Open Subtitles | ونحن نعلم أن شركات التبغ ستقوم بما في وسعها لمنعه |
| Maymun olduğunda Onu durdurmak imkansız. | Open Subtitles | عندما يكون في أجواء القرده لا يمكن إيقافه |
| - Kusura bakma. Gaius, bir kez anatomi hakkında konuşmaya başladı mı Onu durdurmak imkânsızdır. | Open Subtitles | آسف , ما إن يبدأ غايوسالحديث عن التشريح فلا يستطيع أحد إيقافه. |
| Kasetten çıkacak ve size aslında kim olduğunu söyleyecek. Onu durdurmak için yapabileceğiniz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | حتى بعد رؤيتكم له او معرفته لن تتمنوا أبداّ من إيقافه |
| Ama ona yalan kitabında yardım etmek istemedim Onu durdurmak istedim. | Open Subtitles | لكنّي لم أُرد مساعدته مع حكايته الواشيه، أردتُ إيقافه |
| - Demek Onu durdurmak zorundayım. Bunu denedim ve başarısız oldum, ardından da senatör öldü. | Open Subtitles | سيتعين عليّ ردعه فحسب، أجل حاولت ذلك وفشلت، ومات السيناتور. |
| Başkasına zarar vermeden önce Onu durdurmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد ردعه قبل أن يؤذي أحداً آخراً |
| Bu kadar iyiyse, Onu durdurmak çok zor olacak. | Open Subtitles | اذا كان بهذه القدرة فسيكون من الصعب منعه |
| Umrumda olan tek şey yeniden öldürmeden önce Onu durdurmak. | Open Subtitles | كل ما اهتم به هو منعه من القتل مجددا |
| Kaçmaya çalışırsa Onu durdurmak için çok kurşun atmak gerekecek. | Open Subtitles | إذا حاول الهرب فسنحتاج لطلقات كثيره لإيقافه. |
| Hedefini bulmadan önce Onu durdurmak için en iyi şanşımız bu. | Open Subtitles | .هذه أفضل فرصة لدينا لإيقافه قبل أن يصيب هدفه |
| Amerikalılar bizim yaptığımızı düşünecek. Onu durdurmak bizim görevimizdi! | Open Subtitles | الأمريكيون سيظنون أنه نحن، لقد كانت وظيفتنا أن نوقفه |
| Dün gece başka birini öldürdü.Tekrar yapmadan önce Onu durdurmak benim görevim. | Open Subtitles | لقد قتل فتاة أخرى الليلة الماضية ووظيفتي أن أوقفه -قبل تكرارها |
| Bilmiyorum ama Onu durdurmak için mahkeme emri çıkarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، ولكن هذا هو السبب في أنني أحاول أن أحصل على أمر قضائي لمنعه. |
| Böyle bir kadın var ve istediğini söyleyebilir ve Onu durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yok, çünkü İftira Kanunu bize karşı. | Open Subtitles | إنها بالخارج هناك يمكنها قول ما تريد وليس هناك شيء يمكنني القيام به لإيقافها لأن قوانين التشهير ضدنا |
| Onu durdurmak zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أردعه. |
| Ne yaşıyor olursa olsun, Onu durdurmak zorundayız. | Open Subtitles | أيّا كان الأمر الذي تمر به فعلينا أن نوقفها |
| Eğer bu adam doğruyu söylüyorsa Onu durdurmak için sınırsız otoritesi olan bir kişiye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لو أخبرني هذا الرجل بالحقيقة لاأذن لأيقافه ... نحن بحاجة لشخص ذو نفوذ قوي. |
| Pencereden kaçmadan önce Onu durdurmak isteyebilirsiniz. | Open Subtitles | أنت قَدْ تُريدُ إيقاْفها قَبْلَ أَنْ تَرتفعُ خارج النافذة. |