| Aylarca ondan haber alamayınca, onu görmeye gittim. | Open Subtitles | والآن، عندما لم يتابع منذ عدة شهور ذهبت لرؤيته |
| Arayıp Veronica'yı geri çağırmasını ve tekrar birleşeceklerin umarak onu görmeye gittim. | Open Subtitles | لذا ذهبت لرؤيته أملا في أن يكلمها ليرجعوا لبعضهم |
| Durumum nüksetti. O yüzden tek başıma onu görmeye gittim. | Open Subtitles | كنت أعاني من انتكاسة . لذلك ذهبت لرؤيته لوحدي |
| Kazadan sonraki gece, onu görmeye gittim. Kapının önünde duruyordum. | Open Subtitles | ليله الحادث ذهبت لرؤيتها كنت فقط أقف على الباب أنتظر |
| Yemek molamda onu görmeye gittim ve doktorum bana, göğüs kanseri olduğum için çok üzgün olduğunu söyledi. | TED | لذلك ذهبت لرؤيتها في استراحة الغداء، وقالت لي الطبيبة أنها تشعر بالأسف لإبلاغي بأنني مصابة بسرطان الثدي. |
| Tek bildiğim onu görmeye gittim ama kavgaya karıştığı için girmeme izin vermediler. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنني ذهبت لأراه وأخبروني أنه خاض عراك بداخل السجن ولم يجعلونني أراه |
| Böylece onu görmeye gittim. Ona ne gördüğümü anlattım. | Open Subtitles | ،لذا ذهبتُ لرؤيتها وأخبرها بما رأيت |
| Pazartesi sabahı onu görmeye gittim. | Open Subtitles | لذا ذهبت لرؤيته في وقت مبكّر من يوم الأثنين. |
| Bu daha çok babasının olayı. Bu yüzden onu görmeye gittim. | Open Subtitles | كان أمرا ينطبق على والده، لهذا ذهبت لرؤيته. |
| Hastaneye onu görmeye gittim birkaç kez. | Open Subtitles | ذهبت لرؤيته بالمستشفى بضع مرات |
| Bugün onu görmeye gittim. Ona rüyalarımı anlattım. | Open Subtitles | ذهبت لرؤيته اليوم و أخبرته عن أحلامي |
| Geçen yıl hasta olduğunda onu görmeye gittim. | Open Subtitles | السنة الماضية أثناء مرضه، ذهبت لرؤيته |
| Julian Glausser beni aradığı için onu görmeye gittim müzayede evinde beraber çalıştığı adam. | Open Subtitles | ذهبت لرؤيته لأنني حصلت على مكالمة من "جوليان غلاسر" الرجل الذي كان يعمل في مبنى المزاد |
| O gün öğleden sonra onu görmeye gittim. | Open Subtitles | ذهبت لرؤيته بعد الظهر |
| onu görmeye gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت لرؤيته |
| Ölmek üzere olduğunu duyunca onu görmeye gittim. | Open Subtitles | عندما سمعت بموته ذهبت لرؤيته |
| O gece saat 8 gibi onu görmeye gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت لرؤيتها فى حوالى الساعة الثامنة |
| Bana nerede yemekte olduğunu söyledi. - Ve onu görmeye gittim. - Dalga geçiyorsun. | Open Subtitles | و اتصلّت بإبنتها, و قالت لي اين هي تتناول العشاء, و ذهبت لرؤيتها. |
| Anneni aradığını biliyordum onu görmeye gittim | Open Subtitles | كنت اعرف انك سوف تتصلين بوالدتك لذا ذهبت لرؤيتها |
| Birkaç yıl önce onu görmeye gittim ve ona şehirden ayrılmalarını söyledim. | Open Subtitles | ذهبت لأراه قبل أسبوعين أخبرته أن يخرج من المدينة. |
| onu görmeye gittim. Sonuçta hekim değil mi? | Open Subtitles | ذهبت لأراه ، إنه طبيب أليس كذلك ؟ |
| Cenazeden önce onu görmeye gittim. | Open Subtitles | قبل بدء مراسم الدفن , ذهبتُ لرؤيتها |