| Ama emin olmak için iki misli... başarısız olmadığından, onun kalbi ile dön... bunun içinde. | Open Subtitles | لكن لمضاعفة التأكيد أنك لن تفشل أحضر قلبها |
| "onun kalbi için, her yerde çok fazla kan var... | Open Subtitles | "ولأجل قلبها كان هناك الكثير من الدم في كل مكان |
| onun kalbi kara, yoksa lanet içine hiç giremezdi. | Open Subtitles | قلبها صار ضعيفاً وألآن أللعنه بدأت تنال مِنها |
| Kalbinde Harry'nin değeri nedir bilemiyorum, ...ama şunu biliyorum ki, onun kalbi sana ait. | Open Subtitles | الآن، أجهل أي مكانة يحتلها بقلبك ولكن أعلم أنك تمتلكين قلبه. |
| onun kalbi olması gerekinin üç katı büyüklüğünde. Benimki uyacaktır. | Open Subtitles | قلبه أكبر ثلاث مرات من الطبيعى لذا قلبى سيلائمه |
| Yani, öldü biliyorum, bu yüzden o, o değil ama onun kalbi. | Open Subtitles | أعني , أعلم أنها ميتة إذا لا أعنيها هي ولكن قلبها |
| Ama belki de onun kalbi çok şarj edildi. | Open Subtitles | ولكنه ربما شحن قلبها أيضاً بشكل فائق للغاية |
| onun kalbi atmayı bırakırsa benimki de acımayı bırakır. | Open Subtitles | ، لو أن قلبها توقف عن الخفقان فسيتوقف قلبي عن الشعور بالألم |
| Milyonlarca kalp kırdıktan sonra... şimdi onun kalbi kırılmıştı. | Open Subtitles | والان قلبها مهدد بالضياع الناس يقولون ان القلب هو الذي نكسر لكنهم مخطئون ... |
| onun kalbi ve ruhu artık başkasında. | Open Subtitles | قلبها وروحها ينتميان لشخص آخر الآن. |
| Çünkü onun kalbi yalnızca bir adama aitti. | Open Subtitles | قلبها كان لرجل واحد. |
| Bu onun kalbi. Hâlâ yaşıyor. | Open Subtitles | هذا هو قلبها ...إنها ما تزال حيّة |
| "Wanda çekip gittiğinde, biliyordu ki onun kalbi... | Open Subtitles | عندما رحلت واندا , عرفت في قلبها ..." 266 00: 19: 16,854 |
| onun kalbi hastalık yüzünden durdu. | Open Subtitles | لقد توقف قلبها بسبب الحمى |
| onun kalbi depoya gidip toner martini içmeden çok daha önce çıldırmıştı. | Open Subtitles | اضطرب قلبه قبل وضعه بتلك الزنزانة و شرب حبر الآلة |
| Bu onun beyni olamaz tamam mı? Bu onun kalbi, Barry. | Open Subtitles | لا يمكن أن يتبع عقله إنه يتبع قلبه يا باري |
| onun kalbi başkasının göğsünde atıyor. Bu beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | أن ينبض قلبه في صدر إيرلندي كاثوليكي لعين هذا يُشعرني بالغثيان. |
| onun kalbi artik benimkiyle birlikte çarpiyor, yalnizca benimkiyle. | Open Subtitles | إن قلبه ينبض الآن بالتناغم مع قلبي أنا وحدي |
| onun kalbi artık benimkiyle birlikte çarpıyor, yalnızca benimkiyle. | Open Subtitles | إن قلبه ينبض الآن بالتناغم مع قلبي أنا وحدي |
| Buna rağmen, onun kalbi şarkı söylüyordu. | Open Subtitles | بينما قلبه كان يغنّي طول الوقت |
| Mekanizma hiçbir zaman daha güçlü olamayacak, çünkü onun kalbi yok. | Open Subtitles | الالات لن تكون اقوى ابدا ً لانها ليس لديها قلب |