| Ben Orta Yol'un başkanıyken ciddi bir yeşil profilimiz vardı. | Open Subtitles | وعندما كنت زعيمة المحافظين كان لدينا طموح في الطاقة المتجددة |
| Merkezci Orta Yol Partisi üyelerinin koalisyonu, muhalefetin işine geliyor. | Open Subtitles | التحالف الذي يحتوي على اكبر عدد من المحافظين في المركز يعود بالنفع على المعارضة |
| Sıradaki konuğumuz Orta Yol Lideri Birgitte Nyborg Christensen. | Open Subtitles | ضيفنا التالي رئيسة المحافظين بيرغيت نيبورغ كريستينسين |
| Yarın Orta Yol'a vereceğiniz her oy, yeni Danimarka'ya verilmiş demektir. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | تصويتك للمحافظين غدا هو التصويت للدنمارك الجديدة. |
| Delege artık Orta Yol'dan çıkmaz. Diğer bakanlarımız tecrübesiz. | Open Subtitles | لن يحصل المحافظون على المنصب كون وزراء الحزب حديثي خبرة |
| Anlaşabileceğimiz bir Orta Yol yok mu? | Open Subtitles | اليس هناك اي نوع من الاتفاقيات يمكن ان نتوصل لها ؟ |
| Eğer onu bulursak ve ölmemişse, belki bir Orta Yol buluruz. | Open Subtitles | وإذا وجدناه ، وانه على قيد الحياة ربما هناك حلا وسطا |
| Nyborg muhalefeti reddettikten sonra Orta Yol'cular sürünerek gelecekler. | Open Subtitles | المحافظين سيأتون صاغرين بعدما تخلت نيبورغ عن المعارضة |
| Orta Yol Partisi liderinin, yani benim politikam bu. | Open Subtitles | هذه سياسة المحافظين كما اقررها انا رئيس الحزب |
| İşte gecenin galiplerinden biri, Orta Yol lideri Birgitte Nyborg. | Open Subtitles | والان مع احد الفائزين الليلة زعيمة المحافظين بيرغين نيبورغ |
| Orta Yol'un ağzını aramak için yukarı çıktım. | Open Subtitles | ذهبت لاتبين الوضع مع المحافظين اعرف وضعنا تماما |
| İşçi Partisi ve Liberaller neden Orta Yol'la görüşmekten kaçındılar? | Open Subtitles | لماذا امتنع العمال والليبراليين من لقاء المحافظين بالامس؟ |
| Yani Orta Yol'dan iyi birini bulamıyoruz öyleyse İşçi Partisi'ne pahalıya satalım bari. | Open Subtitles | في هذه الحالة لايوجد عندي خيار من المحافظين... ...وسنجعل التكلفة باهضة لحزب العمال |
| O koltukta Orta Yol'dan senin çapında birinin oturması hayallerimizin gerçekleşmesi demek. | Open Subtitles | انه حلم ان يصل احد المحافظين الاكفاء الى هذا المنصب |
| Ama İşçi Partisi bu konuda siz Orta Yol'la aynı görüşte değil. | Open Subtitles | ولكن حزب العمال يختلف مع حزب المحافظين هنا |
| Orta Yol'dan duymaya alışık olduğumuz gibi kesin bir açıklama değildi, Kasper. | Open Subtitles | ليست هذه الاجابة التي اعتدنا عليها من حزب المحافظين |
| Bu düzenleme, insan haklarını ihlal ediyor ve bu, Orta Yol için her zaman kilit bir nokta olmuştur. | Open Subtitles | وهذا ينتهك حقوق الانسان وهي من أهم قواعد حزب المحافظين |
| Seni artık Orta Yol projesinin bir parçası olarak görmüyorum. | Open Subtitles | لا أراك تنسجمين مع أفكار حزب المحافظين الحالية |
| Böylece Jacob Kruse yeniden Orta Yol'un başkanı oldu. | Open Subtitles | وبهذا تم انتخاب ياكوب كروس كرئيس للمحافظين |
| Başbakan'ın bürosundan bu sabah İşçi Partisi çıktı öğlen de Orta Yol Partisi oraya giriyor hükümetle görüşmek için. | Open Subtitles | حزب العمل غادر السباق وسيتواجد المحافظون هذا اليوم هل المشروع قابل للتطبيق؟ |