| Bak, eğer istediğin Oxy ise elimde bir araba dolusu var. | Open Subtitles | انظر أصبحتُ لديّ شاحنة كامل أوكسي اذا كان هذا ما تريد |
| - Bir şişe Oxy istedi. | Open Subtitles | وقال انه يريد مني أن يسجل زجاجة من أوكسي |
| Çünkü sana 3 hafta önce Oxy sevkiyatı yaptık. Şimdi, ışığı görmeden önce 2 koca hafta satış yapmak için vaktin vardı. | Open Subtitles | لأنك إستقبلت شحنةً من الـ " أوكسي " منا قبل ثلاثة أسابيع وهذا يقدم لك أسبوعين كاملين لبيعها قبل أن ترى الضوء |
| Sonraki Oxy'ni versem nasıl olur? | Open Subtitles | ما رأيكِ أن أعطيك حبتك الثانية من الأوكسي بدلاً من ذلك ؟ |
| - Oxy ve Perc'lerini al bakalım. - Tıpkı annemin yaptığı gibi. | Open Subtitles | هذا هو الأوكسي مع بعض الأشياء المخلّطة على طريقة والدتي |
| Ama çetelerden Oxy almak beni çok korkuttu. | Open Subtitles | . لكنّ، شراء أوكسي من عصابة، أمرٌ أخفني بشدة |
| Burada yazana göre kenara çekildiğinde arabanda 500 Oxy hapı bulunmuş. | Open Subtitles | حسناً, يقال هنا تم القبض عليك مع تقريباً 500 قرص أوكسي في عربتك. |
| Burada yazana göre kenara çekildiğinde arabanda 500 Oxy hapı bulunmuş. | Open Subtitles | حسناً, يقال هنا تم القبض عليك مع تقريباً 500 قرص أوكسي في عربتك. |
| Az önce Oxy sevkiyatı soygunundan ikinizin sorumlu olduğunu öğrendim ve hapse düşmenizi engellemek için iki ahmağı öldürmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | اكتشفت تواَ بأنكما مسؤولان عن اختطاف شحن حبوب " أوكسي " واضطررت لقتل اثنان متسكعان لأبقي مؤخراتكم عن السجن |
| - Oxy, metamfetamin ve... - ...diğerleri için tavrımı biliyorsun. | Open Subtitles | وتعرف موقفي من حبوب " أوكسي " و " الميثا " |
| Oxy için ne düşündüğünü biliyorum ama olay şu ki-- | Open Subtitles | وأعرف كيف تشعرون حيال بضاعة " أوكسي " لكن الأمر هو .. |
| Eğer onunla konuşursan ve konuşacağını var sayıyorum Harlan'da kaybettiği Oxy otobüsü var ya unutsun gitsin. | Open Subtitles | حسناَ لو تحدثت معه وسأفترض أنه سيحصل هلا تخبره عن حافلة " أوكسي " التي فقدها في " هارلن " ؟ عليك كتابة القصة |
| Az önce Oxy sevkiyatı soygunundan ikinizin sorumlu olduğunu öğrendim ve hapse düşmenizi engellemek için iki ahmağı öldürmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | اكتشفت تواَ بأنكما اثنان مسؤولان عن اختطاف شحنة " أوكسي " واضطررت لقتل متسكعين لأبعد مؤخراتكم عن السجن |
| Çünkü Oxy otobüsü soygunu, buz dağının sadece görünen kısmıymış gibi geliyor mesela millet Crowder'ların yerini doldurmaya çabalıyor. | Open Subtitles | لأنه يبدوا لي بأن قبضة قضية " أوكسي " تلميح لانهيار جليدي طالما الناس يحاولون ملء فراغ عائلة " كراودر " هناك |
| O Oxy'yi Cali'ye vardığımızda yapacağım partiye saklıyordum. | Open Subtitles | كنت أحفظ ذاك الأوكسي من أجل الحفله حين نصل لكالي |
| Gazete okurum. Sizin için Oxy alırken ölen Mike'ın yanında o varmış. | Open Subtitles | بالطبع أنا أقرأ الصحف - لقد كان مع " مايك " عندما قتل يشتري دوائك الأوكسي - |
| Encümen üyesinin Oxy bağımlısı olduğunu niye söylemedin? | Open Subtitles | " جوش " لماذا لم تخبرني بأن المستشار مدمن الأوكسي ؟ |
| Eser miktarda Oxy barındıran naylon torbalar vardı sadece. | Open Subtitles | كلا فقط غلاف بلاستيكي بآثار الأوكسي |
| Gıda ve İlaç Bürosu ve Florida kanunları ile ilgili konuşmaların kendi bölgemde Oxy satışlarımın neden düştüğünü açıklamıyor. | Open Subtitles | الآن تقولون أن منظمة الدواء وقانون الولاية لا يفسر لماذا مبيعات بضاعتي أوقفت في مقاطعتي الشرعية بالتصويت |
| 37 saattir ne Percocet ne Vicodin ne de Oxy içtim. | Open Subtitles | قضيت 37 ساعة بدون بيركوسيت ولا فايكادين ولا اوكسي |
| Florida eyaleti ilaç takip programıyla Oxy'yi takip ediyor. | Open Subtitles | إذا تعقب برنامج (فلوريدا) لمراقبة الأدوية الموصوفة الـ(أوكسيكودون). |
| - Vince'in Oxy'e ihtiyacı var. | Open Subtitles | - فينس يحتاج إلى الأوكس الأوكس: حبوب لعلاج الأنفجار المعوي |