| Aradığımız köstebek oymuş. | Open Subtitles | لقد كان هو العميل الداخلي الذي كنا نبحث عنه |
| Gustave denen adam. oymuş. | Open Subtitles | الرجل الذى كان يُطلق على نفسه جوستاف, كان هو |
| Eski komiseri öldüren oymuş, çünkü 80'lerde komiser, babasının tüm arkadaşlarını grev hattında dövmüş. | Open Subtitles | كان هو الذي قتل قائد الشرطة السابق ، لأنه في الثمانينات القائد ضرب بشدة جميع أصدقاء . الأب الذين كانو في الأعتصام |
| oymuş. | Open Subtitles | إنه هو ، هو المؤسس |
| Kessler ile Jeffries'i yakan oymuş. | Open Subtitles | إنه هو من قام بإحراق (كيسلر) و(جيفريز). |
| Meksika'ya gidiş pasaportlarımızı kaybeden oymuş. | Open Subtitles | لقد كانت هي من ضيعت جوازات سفرنا في طريقنا الى المكسيك في تلك المرة |
| - Teşekkürler, Dağıtım. - oymuş. | Open Subtitles | شكراً، للمركز إنّه هو |
| Babam 80'lerde şerifken kasabadaki uyuşturucu işini başlatan oymuş. | Open Subtitles | والدي، كان هو من بدأ هذه العملية في الثمانينيات عندما كان عمدة |
| Beni arayan hastane çalışanı değilmiş, oymuş. | Open Subtitles | لم يكن المنظم هو من اتصل بي لقد كان هو ، لقد كان هناك |
| Başından beri casus oymuş meğer. | Open Subtitles | أدرك الاَن بأنه كان هو طوال الوقت |
| Nicholas'la konuşan kişi oymuş ve Nicholas'tan kim olduğu bilgisini alan da oymuş. | Open Subtitles | "وكان هو الذي تحدث مع "نيكولاس وحصل على المعلومات من "نيكولاس" عن من كان هو حقاً |
| Dışardaki herkes sanki oymuş gibi geliyor. | Open Subtitles | كل رجل فى الشارع كان ينظر الى كان هو |
| Costa Rica'lı ikinci rahip. Öldürmek istedikleri oymuş. | Open Subtitles | ...الذى يختبىء فى الكنيسة كان هو هدفهم. |
| oymuş değilmiş önemli değil, gider gebertiriz. Söylemen yeter, Frankie. | Open Subtitles | سنذهب الآن ونقتله سواء كان هو أم لا، أخبرنا فقط يا (فرانكي) |
| oymuş. | Open Subtitles | إنه هو |
| Gerçekten oymuş. | Open Subtitles | إنه هو حقا |
| Evet. oymuş. | Open Subtitles | أجل، إنه هو |
| oymuş. | Open Subtitles | ـ إنه هو. |
| oymuş! - Koşun! | Open Subtitles | إنه هو |
| En yaşlı karısı onun gözdesiymiş çünkü en güzel ve en zekisi oymuş. | Open Subtitles | زوجته الاولى كانت هي المفضلة لديه لأنها كانت الاجمل والاذكى |
| Hamster tekerleğinde, hayatımızı riske atarak kim olduğunu çözmeye çalıştık ki baştan beri oymuş! | Open Subtitles | أننا كنا ندور في عجلة نخاطر بحياتنا يوماً بعد يوم نحاول أن نكتشف من هو بينما طوال الوقت كانت هي من فعلها! |
| Demek bu işi yapan da oymuş! | Open Subtitles | ولذا... لقد كانت هي طوال الوقت |
| - oymuş. - Kesinlikle adil. | Open Subtitles | إنّه هو - هذا منصف تماما - |