| Eğer ellerini bir daha pantolonunun içinde görürsem seni bağlayıp lanet olası gardıroba tıkacağım. | Open Subtitles | لو رأيت يديك ترقص في بنطالك مرة أخرى أنا سوف أقيدك و أرميك في خزانة الملعونه |
| İki elinde pantolonunun içinde, aşağılarda origami yapıyor gibi hareketler yapıyorsun. | Open Subtitles | انت تضع يديك في بنطالك كأنك تستمني تتحركان هناك بالاسفل كأنك تصنع مجسم ورقي |
| pantolonunun içinde neler olduğuyla gerçekten ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أبالي حقاً بما يحدث في بنطالك |
| Herkes pantolonunun içinde malafat var sanıyor. | Open Subtitles | الجميع يبدو وكأن لديه قضيب في بنطاله |
| Elleri sürekli pantolonunun içinde. | Open Subtitles | أنه يضع يديه في بنطاله طوال الوقت |
| Max'ın sadece 2 milyon doları yoktu aynı zamanda pantolonunun içinde ödünç kitaplarla dolu bir kütüphane vardı. | Open Subtitles | ولم يكتف ماكس ديك 2000000 $... ... ظهر أيضا أن يكون مكتبة الإقراض في سرواله. |
| Mitchel, sende de bir tane var, ama pantolonunun içinde değil. | Open Subtitles | صحيح يا (ميشتل) لديك واحدة. ولا تحتفظ بها في بنطالك. |
| pantolonunun içinde kaldığı sürece. | Open Subtitles | طالما يبقى في بنطالك |
| Kameran pantolonunun içinde kalsın, Olsen. Çok acele başka bir teslimat yapman gerek. | Open Subtitles | أرجع كاميرتك في بنطالك يا (أولسن)، أريدك أن تقوم بتسليم آخر بأسرع وقت ممكن |
| pantolonunun içinde mi? | Open Subtitles | في بنطالك ؟ |
| pantolonunun içinde. | Open Subtitles | في بنطالك |
| Evet, pantolonunun içinde planı. | Open Subtitles | نعم... وخطته في سرواله |