| Senin büyük resimle birlikte eksikliğini aradığın kasadaki para gibi. | Open Subtitles | مثل النقود في الخزنة، مع فن عظيم يجب أن تنظر للشيئ المفقود. |
| para gibi April'de gitsin. | Open Subtitles | أبريل ستذهب أيضاً مثل النقود |
| para gibi April de gitsin. | Open Subtitles | أبريل ستذهب أيضاً مثل النقود |
| - para gibi ve çok olması gibi. Kulağına küpe olsun. | Open Subtitles | مثل المال وامتلاكك الكثير منه سيسرقونك مباشرة |
| Bankanın kasası para gibi... federal hükümet tarafından sigortalanmamış, bu yüzden dışarıdan bir sigortacı kullanmışlar, C.W. Associates. | Open Subtitles | صندوق الأمانات البنكية لم يتم تأمينه من قبل الاتحادية الحكومة مثل المال انهم يستخدمون جميعاً شركات التأمين |
| Cebinde bozuk para gibi taşıdığın politikacılara ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج أولئك السياسيين الذين تضعهم فى جيبك كالقطع النقدية الصغيرة |
| Evet, para gibi salak saçma bir şeyin aramıza girmesini istemem. | Open Subtitles | نعم لا اريد لشيء غبي كالمال ان يفرق بيننا |
| Bankadaki para gibi. Ka-ching. | Open Subtitles | مثل النقود في البنك |
| Oyundaki para gibi bir şey. | Open Subtitles | إنها مثل النقود في اللعبة |
| para gibi. | Open Subtitles | مثل النقود |
| Aynı para gibi. | Open Subtitles | تماماً مثل المال |
| İzleri sürülemez, aynı nakit para gibi. | Open Subtitles | لا يمكن تعقبهم مثل المال |
| para gibi sıkıcı konular. | Open Subtitles | امور مملة مثل المال |
| para gibi kokuyor. | Open Subtitles | (شمة) ريحتها مثل المال بالنسبة لي |
| Cebinde bozuk para gibi taşıdığın politikacılara ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج أولئك السياسيين الذين تضعهم في جيبك كالقطع النقدية الصغيرة |
| Bana para gibi kokuyor. | Open Subtitles | حسناً ، تبدو رائحته كالمال بالنسبة لي |