| Bütün bunları yapabilmenin sırrı, ekonomik olabilmek, heyecan katabilmek, ve bunları yaparken para kazanmanın yolu varken daha zorlu yollarda başarmakta saklıdır. | TED | والمفتاح لذلك كله بجعلها في المتناول ، لجعلها مثيرة ، لحملها على الطريق حيث ان هناك سبيلا لكسب المال من ذلك. |
| Geçmişe dönmek para kazanmanın en kolay yolu olduğu kesin. | Open Subtitles | العودة للماضي وسيلة سهلة جداًَ لكسب المال |
| Ama kısa zamanda, kapı işletmenin, para kazanmanın tek yolu olmadığını farkettim. | Open Subtitles | ولكني اكتشفت بعد وقت قصير أنة ليس هذا العمل الوسيلة الوحيدة لكسب المال ولكن يوجد هناك اعمال أخرى |
| Ama her zaman para kazanmanın bir yolunu bulurdu, baba. | Open Subtitles | لكنها كانت تجد طريقة دائماً لجني المال يا أبي |
| Ne için? para kazanmanın daha kolay yolu olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن يكون هناك طرق أسهل لجمع المال |
| para kazanmanın tek yolu o değil. | Open Subtitles | انها ليست الطريقة الوحيدة الأفضل لربح المال |
| Kolay para kazanmanın bu kadar sorunlu olacağını kim bilebilirdi? | Open Subtitles | من يعرف طريقة كسب المال بسهوله سيقع في الكثير من المتاعب؟ |
| Bunu para için yaptığınızı düşünmüyorum. para kazanmanın çok daha zekice yolları vardır. | Open Subtitles | لا أظنك تفعله من أجل المال، هناك طرق كثيرة اذكى لكسب المال |
| Vegas'ta para kazanmanın başka yolları da var. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الطرق . لكسب المال في فيجاس |
| Ayrıca, para kazanmanın başka yolları da var. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن هناك طرق أخرى لكسب المال. |
| para kazanmanın en hızlı yolu bağış dümenidir. | Open Subtitles | أسرع وسيلة لكسب المال هو عملية احتيال الخيرية. |
| Lütfen. Parti hattı hiç olmadı. O sadece para kazanmanın yoluydu. | Open Subtitles | بربّك، لم يكن هناك أيّ توجه سياسي، كانت مجرد وسيلة لكسب المال. |
| Biliyor musun hızlı yiyerek para kazanmanın bir yolunu bulsaydık çok zengin olabilirdik. | Open Subtitles | هل تعلم إذا أكتشفنا وسيلة لكسب المال من خلال الأكل السريع يمكننا أن نكون أغنياء و أقوياء |
| Çete açısından para kazanmanın bir yolu yoktu. | TED | لم تكن للعصابة وسيلة لكسب المال. |
| Elbette, Jack, büyük ölçüde elin kolun bağlı, nitekim halka açık bir şirket bu, baskı yapan yatırımcılar var, para kazanmanın bir numaralı yolu da reklamlar -- bu da kullanıcı katılımına bağlı. | TED | بالتأكيد، جاك، أنت مقيد، إلى حد كبير، بحقيقة أنك شركة عامة، لديك مستثمرون يضغطون عليك، والطريقة الأولى لكسب المال هي من خلال الإعلانات والتي تعتمد على تفاعل المستخدم. |
| Çabuk para kazanmanın iki yolu vardır. | Open Subtitles | هناك طريقتين لكسب المال بطريقه سريعه |
| Zaten çoktan para kazanmanın birçok yolunu buldunuz. | Open Subtitles | لقد أكتشفتم بالفعل وسائل عديدة لجني المال |
| para kazanmanın riskli, tahmin edilemeyen, sübjektif bir yarışmadan daha iyi bir yolu var mı? | Open Subtitles | ماهي الطريقة الأفضل لجني المال من مسابقة عالية الخطورة, وغير متوقعة, وشخصية؟ |
| Endişelenme. para kazanmanın yolunu buldum. | Open Subtitles | لا تقلقي، أعرف طريقة أخرى لجني المال |
| para kazanmanın bir yolu daha var. | Open Subtitles | -طريقة أخرى لجمع المال . |
| para kazanmanın kolay yolu bu. | Open Subtitles | إنها طريقة سهلة لربح المال |
| Böyle bir durumda para kazanmanın anahtarı yapılanma öncesi pozisyonunu almaktır. | Open Subtitles | العمولة ستكون 50%، يا رفاق. و الآن مفتاح كسب المال في موقف كهذا هو تمركز نفسك الآن قبل التسوية. |
| Çünkü senin gibi adamlar böyle adamların ölümünü seyrettirerek para kazanmanın yolunu henüz bulamadılar. | Open Subtitles | حتى الآن لم يدركوا كيف يحققوا الثروات ... من مشاهدة ذلك الرجل وهو يموت |
| Bu sıralar para kazanmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتوفير المال في وقتنا الحاضر |
| para kazanmanın utanç verici bir tarafı yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك طريق محرج لجَمْع المالِ. |