| İnsanları paramparça ediyor. | Open Subtitles | يمزق الناس الى قطع صغيرة |
| Bu virüs şehri paramparça ediyor. | Open Subtitles | هذا الفيروس يمزق المدينة |
| Bu virüs Gotham'ı paramparça ediyor. | Open Subtitles | هذا الفيروس يمزق (غوثام) |
| Şu köhne piyanoyu çalmak zorunda kaldığını görmek kalbimi paramparça ediyor. | Open Subtitles | يحطم قلبي رؤيتها تلعب بهذا البيانو القذر القديم |
| Rahatsızlığınız ruhumu paramparça ediyor hanımefendi ama his ne kadar pürüzsüz. | Open Subtitles | "إزعاجك يحطم روحي يا سيدتي" "لكن أشعري كم هي ناعمة" |
| Kurbanın iradesini paramparça ediyor, kendi isteklerini empoze ediyor. | Open Subtitles | يدمر الضحية و يحطم إرادتها. |