| Şimdi hayatına parasal açıdan girdiğimize göre hayatına aktif olarak da girmek istiyorum. | Open Subtitles | منذ الان نحن نتضمن حياتك المالية أُريدُ أَنْ أُشتَركَ في حياتِكَ بشكل نشيط |
| Felaket tellalı değilim ama tedbirli birisi parasal durumlarını yoluna koymak isteyebilir. | Open Subtitles | لست نذير شؤم ولكن الحكيم هو من يجب أن يرتب شئونه المالية. |
| Onunla herhangi bir iş veya parasal anlaşma yaptınız mı? | Open Subtitles | هل قمت بعقد صفقات معه أو معاملات مالية من قبل؟ |
| Belki de hepimiz çocuklarımıza değerli bir miras bırakacağız, parasal anlamda değil. | TED | لذا ربما سنحتاج ترك لأولادنا ميراث قيّم، وليس ثروة مالية |
| Dünyadaki parasal istikrarın temeli olan Amerikan dolarını korumak zorundayız. | Open Subtitles | كان علينا حماية موقع الدولار كعمود للاستقرار المالي في العالم |
| Sorun şu ki, şimdiye kadar tüm altyapıya ve araç-gerece sahip olan parasal iktisattı. | TED | والمشكلة أنه، حتى الآن، كان الاقتصاد النقدي الذي كان لديه جميع الهياكل الأساسية وجميع الأدوات. |
| Kendini itaatkarlarla çevreletmeye çalışacaktır, parasal baskıyla sıkıştırılan veya dalkavuk taraftarları olsa bile. | Open Subtitles | سيميل لأحاطة نفسه بأشخاص خاضعين, اما اتباع متملقين او اشخاص تحاصرهم القيود المالية |
| Davranışsal finans, psikoloji ve ekonominin kişilerin parasal yanlışlarını anlamaya çalışan gerçek bir kombinasyonudur. | TED | المالية السلوكية هي فعلا جمع بين علم النفس وعلم الاقتصاد، محاولان فهم الأخطاء المالية التي يقوم بها الناس. |
| Kişilerin parasal yanlışlarına nasıl yaklaştığımız ve davranışsal zorlukları nasıl davranışsal çözümlere dönüştürdüğümüz. | TED | كيف نحصل على فهم للأخطاء المالية التي يقوم بها الناس، ثم تحويل التحديات السلوكية لحلول سلوكية؟ |
| Şunu öğrendim: Kendine zarar verme ve kendini baltalama tarzındaki bu parasal davranışlarımız rasyonel, mantıksal aklımızın ürünü değil, | TED | ما تعملته هو أن سلوكياتنا في التدمير الذاتي والهزيمة المالية لا تقودها عقولنا العقلية والمنطقية. |
| Kraliçenin parasal konulardaki danışmanı olarak, sizi sarayda ona takdim etmek bana zevk verecektir. | Open Subtitles | كمُستشار للملكة فى الأمور المالية سيكون من دواعى سرورى تَقديم كليكما إلى البلاط |
| İyi ve sorun çıkartmayan bir koca. parasal sorun yok. | Open Subtitles | زوج نيس ما كان يتوقّف حول لا مشاكل مالية |
| Ciddi parasal sorunları varmış ve bunu benden gizledi. | Open Subtitles | .. يبدو أنّه يمر بأزمة مالية ويخفيها عنى |
| parasal sorunları olup soru sormak isteyen... Evet, siz bayım. | Open Subtitles | هل هناك أحد هناك لديه مشاكل مالية ويرغب بـ أجل أنت ياسيد |
| Kara bulutlar kaplamadan önce, o adalar parasal açıdan cennet gibiydi. | Open Subtitles | قبل ان تنتهي تلك الامور السيئة تلك الجزر كانت منطقة حلوى مالية |
| Millet, parasal kaynaklarımız kaybetmekle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | ايها القوم ، نحن نواجه خطر خسارة التمويل المالي |
| Sahiplerinin parasal çıkarlarını rakip çıkarların üstünde tutmaları yasa tarafından istenir. | Open Subtitles | ليكون لديها مميزات غريبه ومثيرة. إنها متطلبات حسب القانون لتثبيت الوضع المالي لمصلحة مالكيها |
| parasal düzende insanlara güvenmek zordur. | Open Subtitles | من الصعب في النظام النقدي أن تثق بالناس. |
| Bu ödülün parasal değerinin alımlardan fazla olabileceğinin farkında mısınız? | Open Subtitles | هل تدرك أن القيمة النقدية لهذه الجائزة تساوى أكثر من المشتريات؟ |
| Aslında işimi ziyadesiyle önemli buluyorum çünkü bu sayede senin ihtiyaçlarına cevap verebiliyorum, özellikle de parasal ihtiyaçlarına. | Open Subtitles | إني أجده عملًا مهم للغاية وبإستطاعتكِ تلبية إحتياجاتكِ الخاصة وخصوصاً المادية |
| Sana değer veriyor ve parasal açıdan güvende olmanı istiyor. | Open Subtitles | حسناً، إنه يحبك و يريدِك أن تكوني مؤمنة مالياً |
| Bazen insanların parasal sıkıntıları olur. | Open Subtitles | تعلمين ، النّاس لديهم مشاكل ماليّة |
| parasal açıdan ayakların üzerinde durabilmelisin... ki sanatını tekrar icra edebilesin. | Open Subtitles | يجب أن تقف على قدميك مادياً حتى يمكنك أن تمول لفنك |
| 10 yıl önce, Alan Branch Senato huzuruna çıkarılmış ve... kara para aklama, uyuşturucu ticareti ve ölüm birliklerine parasal destek sağlama... iddialarıyla sorgulanmıştı. | Open Subtitles | برنش ألن قبل 10 سنوات استجوب من قبل مجلس الشيوخِ ... حول مشاركته في غسلِ الأموال... ... تهريبالمخدّرات وتَمويل فرقةِ موت. |
| Örneğin parasal sorunları var mıydı? | Open Subtitles | هل بدا أن لديه مشاكل مادية بسبب البوليصة؟ |
| İnan ya da inanma, ben de zarar gördüm, ve sadece parasal olarak değil. | Open Subtitles | صدقى ذلك أو لا, لقد تأذيت أيضا وليس ماليا فقط |
| Orada duruyordum ve etrafa bakıyordum. O salondaki alkol, uyuşturucu, parasal durum, kumar, aile içi istismar, zorbalık, tacizle mücadele eden insanlara anlatabilirdim. | TED | ولكن، كنت أقف هناك، ملقيًا أنظاري في أنحاء الصالة استطعت أن ألاحظ في تلك الصالة أولئك الذين يعانون من مشاكل كحول ومخدرات ومالية وقمار وعنف منزلي وتنمر وتحرش. |
| Hırsızlara parasal yardım sağlarım. | Open Subtitles | أنا امول اللصوص |