| Üzerine sadece bir pardösü giyip bara git ve ona gülümse. | Open Subtitles | فاجئيه بالحانه وأنت لا ترتدين شيئاً غير معطف مطر وإبتسامه |
| Uzun boylu, 40 yaşlarında, sarışın pardösü giyiyor. | Open Subtitles | طويل, في عقده الرابع أشقر يرتدي معطف مطري |
| Bak, bu arada buna bayıldım. Çok güzel pardösü. | Open Subtitles | بالمُناسبة أنا مُعجب بهذا، هذا معطف جميل |
| 350 yaşında ve deri pardösü giyen adam konuştu. | Open Subtitles | وقِيل هذا من الرجل الذي يرتدي معطفاً عمره 350 سنة! |
| 350 yaşında ve deri pardösü giyen adam konuştu. | Open Subtitles | وقِيل هذا من الرجل الذي يرتدي معطفاً عمره 350 سنة! |
| Demek, asıl mesele pardösü giyip bir sokak lambasının yanında sigara içmek mi? | Open Subtitles | إذاً ذلك ما هو العمل، إرتداء معطف وتدخين سجائر قرب عمود إنارة؟ |
| Eski bir pardösü gördünüz mü? | Open Subtitles | ألم ترى معطف قديم واقى من المطر؟ |
| - Bir ayakkabı ve pardösü gerekiyor. - Evet. | Open Subtitles | ـ أريد حذاء و معطف ـ أجل، سأجلبهم |
| pardösü 15 dolar." | Open Subtitles | معطف 8.60 دولار و 15.00 دولار |
| İmparatoriçe Farah inerken kırmızı bir pardösü ve siyah beyaz çizgili bir şapka giyiyordu. | Open Subtitles | وارتدت الأمبراطورة(فرح) معطف فرو وقبعة مخططة بالابيض والأسود |
| Yeni pardösü almam gerek. | Open Subtitles | يلزمني معطف جديد |
| Siyah bir pardösü ile koca bir şapkası vardı. | Open Subtitles | يرتدي معطفاً أسود وقبعة كبيرة |