| Burası Nevada, Elko'daki park yeri Route 80'ın dışında saat 8:01'de, 19 Ağustosta. | TED | هذا هو موقف للسيارات في إلكو، نيفادا طريق 80 في الساعة 8:01 في 19 من أغسطس | 
| İşte modeli görüyorsunuz: bir resepsiyon binası ve yeraltı park yeri. | TED | وهنا ترى النموذج ، مبنى الاستقبال وبعض مواقف السيارات تحت الارض. | 
| Burası park yeri değil çünkü. | Open Subtitles | هل سترحل قريباً ؟ هذا ليس موقف سيارات , كما تعرف | 
| Ve iki haftasını, gün be gün iyi bir park yeri fırsatını kaçırdığını düşünerek geçiriyor. | TED | ويقضي أسبوعين وهذه الفكرة تدور في رأسه وهو يضيع الفرصة، يوماً بعد يوم، للحصول على موقف سيارة جيد. | 
| Impala'nızla üç tane park yeri işgal ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنـتَ تأخذ ثلاثة أماكن لوقوف السيارات ' مع سيارتك ' الإمبالا | 
| Bu şehirde insanlar park yeri için adam bile öldürüyorlar. | Open Subtitles | الناس يقتلون مقابل أماكن وقوف في هذه المدينة | 
| O halde ödülüm park yeri. | Open Subtitles | ويبدو أن الجائزة هي موقف السيارة | 
| Umarım park yeri bulurum. | Open Subtitles | لو استطيع فقط ايجاد موقف للسياره | 
| Bilirsin belki bir gün okul bana bir park yeri verir. Bu harika olurdu. | Open Subtitles | ربما يوماً ما ستعطيني المدرسة موقفاً أستطيع اركان سيارتي فيه | 
| Evet, ayrıca yanyana 3 park yeri istiyorum, böylece çapraz park edebilirim ayrıca 3 tane de iç çamaşırını rica edeyim. | Open Subtitles | لا ساعات عمل بالعيادة للربع السنوي القادم نعم ثلاثة مواقف للسيارات بقرب بعضهم كي استطيع ان اركن بشكل مائل | 
| Kapının önünde, adamın biri ile park yeri için kapışıyor. | Open Subtitles | هو يتشاجر بالخارج مع رجل ما على مكان وقوف | 
| Belki farketmedin ama park yeri dışarda. | Open Subtitles | ربما انك لم تدرك، ان موقف للسيارات بالخارج. | 
| CTU'nun karşısında bir park yeri var. | Open Subtitles | هناك موقف للسيارات عبر الشارع بالقرب من الوحدة | 
| İkimiz güzel bir park yeri bulup bu yavruyu ateşe vereceğiz. | Open Subtitles | أنت وأنا وستعمل العثور على لطيفة هادئة موقف للسيارات ، وتعيين هذا الطفل على النار. | 
| Bir park yeri kompleksi ve ona komşu bir apartman inşa edeceğini söyledi. | TED | ومن ثم قال أنه سيقوم ببناء مبنى سكني بجانب مواقف السيارات | 
| Muhakkak uygun park yeri olmalı. | Open Subtitles | ليس في أي مكان يجب أن يكون مكان لائقاً لـ مواقف السيارات | 
| Al sana bir dolar. Git ölecek başka bir park yeri bul. | Open Subtitles | هذا دولار ، إذهب لتجد موقف سيارات آخر لتموت فيه | 
| Öyleyse önceden açıkça belirtilmeliydi caddede park yeri bulurdum veya bu örgütün benim beklentilerimi hiçbir şekilde karşılamadığına karar verirdim. | Open Subtitles | إذاً كان يجب أن توضحوا هذا، حتى أستطيع إيجاد موقف سيارات لي، أو على الأرجح، نظراً لفشل هذه المنظمة | 
| park yeri yüzünden kavga ediyorduk! | Open Subtitles | لقد فعلتها للمرة الأولى كنا نتجادل بسبب موقف سيارة | 
| - Epey güzel bir park yeri olmalı. | Open Subtitles | أوه، انا يجب كان بعض أماكن لوقوف السيارات. | 
| Dışarıya birkaç tane park yeri yaptırmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | أعتقد أنه من المفترض أن تستثمر في بعض أماكن وقوف السيارات بالخارج | 
| O park yeri olayı tam bir saçmalıktı, tamam mı? | Open Subtitles | موقف السيارة ذاك كان هراء، مفهوم؟ | 
| Umarım park yeri bulurum. | Open Subtitles | لو استطيع فقط ايجاد موقف للسياره | 
| park yeri bulmak için vakit kaybetmeseydim size yardım etmek için biraz daha vaktim olurdu. | Open Subtitles | حشو فطيرة، أيّ شئ؟ حسناً، ربما لو وجدت موقفاً قريباً، لكان لدي وقت لمساعدتك | 
| Misafirin gelirse, ayrı park yeri var. | Open Subtitles | إذا كان لديكم زوار فهناك مواقف للسيارات مخصصة لهم | 
| Misafir park yeri diye bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيئاً مثل مكان وقوف سيارات الضيوف | 
| O park yeri çok küçük oradan buraya, bu kadar hızlanması imkansız. | Open Subtitles | ومواقف السيارات تلك صغيره جداً. ولا يمكن السير بتلك السرعه في هذه المسافه. | 
| Burası park yeri değil! | Open Subtitles | هذه منطقة ممنوع الوقوف فيها | 
| Sanırım düzgün bir park yeri işime yarar. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يمكنني الإستفادة من موقف جيد لسيارتي |