| Buna "Parlak Işıklar, Randevu Şehri" diyorlar. | Open Subtitles | وهم يدعون أنه "أضواء ساطعة تاريخ المدينة". |
| Yüksek sesler, Parlak ışıklar oğlunuz gibi insanlar için daha çok sorun olabilir. | Open Subtitles | الضوضاء الصاخبة، الأضواء الساطعة يمكن أن تكون صعبة بشكل إستثنائي لشخص مثل ابنكِ. |
| Yüksek sesler, Parlak ışıklar oğlunuz gibi insanlar için daha çok sorun olabilir. | Open Subtitles | الضوضاء الصاخبة، الأضواء الساطعة يمكن أن تكون صعبة بشكل إستثنائي لشخص مثل ابنكِ. |
| Beyaz, Parlak ışıklar içinde güneşe karşı durmak istedin. | Open Subtitles | أردت الوقوف في الشمس، في الضوء اللامع الأبيض |
| Parlak ışıklar görüyor musun ya da garip sesler duyuyor musun? | Open Subtitles | هل ترى نور ساطع أو تسمع أصواتاً؟ |
| Bu oyun kesinlikle semptomlarımı tetikleyebilecek bir şeydi Parlak ışıklar, kalabalık mekanlar gibi şeyler, iyileşme sürecimi yavaşlatabilirdi. | TED | وهم أي شيء يمكن أن يتسبب في ظهور أعراضي وبالتالي إبطاء عملية الشفاء وهي أشياء مثل الأضواء الساطعة والأماكن المزدحمة. |
| O kova, Parlak ışıklar tarafından ısınıp, metali genişleştirdiği için babamın kafasından cıktı. | Open Subtitles | الدلو انخلع من رأس أبي لأن حرارة الأضواء الساطعة سخنته فتمدد |
| ¢İ Kim istemez Parlak ışıklar ve bu büyük şehri ¢İ | Open Subtitles | أتطوّق للذهاب إلى الأضواء الساطعة* *والمدينة الكبيرة |
| - ¢İ Parlak ışıklar, büyük şehir ¢İ - ¢İ Yüce bir bakış açısı ¢İ | Open Subtitles | -*الأضواء الساطعة في المدينة الكبيرة* -*وجهات النظر الرفيعة* |
| Burada olmaz. Gel alabilir misin? Parlak ışıklar." | Open Subtitles | "أنا آسف ليس هنا يمكن أن يحصل لي الأضواء الساطعة" |
| Evet, Parlak ışıklar, büyük şehir. | Open Subtitles | أجل، الأضواء الساطعة مدينةكبيرة |
| Dışarıda Parlak ışıklar olduğunu ve odada birinin bulunduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يَتذكّرُ a... الضوء اللامع خارج النافذةِ وa حضور في الغرفةِ. |
| Parlak ışıklar kara yönünden geliyor. | Open Subtitles | نور ساطع قادم من المدينة |