Yeni Amerika gerçekten çift partili bir 20. yüzyıl ortası yaşadı | TED | كان لدى أمريكا في منتصف القرن العشرين ثنائية الحزبين حقًا. |
Çünkü 2 partili sistem, çalışan kesimin ihtiyaçlarını ihmal etmektedir. | Open Subtitles | لأن نظامي الحزبين تجاهلا احتياجات الطبقة العاملة الفقيرة، هذا هو السبب |
Bin yıllık 2 partili sistemimiz var ve harika işliyor çünkü üyelik zorunlu. | Open Subtitles | لدينا نظام الحزبين منذ الاف السنين وهو يعمل تماما بشكل جيد لإن العضوية الزامية |
Çift partili sistemde ikimizden birine oy vermek zorundasınız. | Open Subtitles | هذا نظام من حزبين وعليكم التصويت لأحدنا. |
Yalnızca iki partili bir koalisyon işimize gelebilir. | Open Subtitles | ربما من الافضل ان يتكون التحالف من حزبين |
Çin'in ekonomik büyümesini tek partili politik sistemin sağladığı doğru değil mi? | TED | أليس من الواقع في شيء أن نظام الحزب الأوحد المسيطر قد ساعد كثيراً في تحقيق النمو في الصين؟ |
İkinci bir varsayım ise tek partili bir ülkede, güç birkaç insanın elinde toplanmaktadır, ve bunu kötü bir hükümet ve yolsuzluk takip eder. | TED | الافتراض الثاني هو أنه في الدولة ذات الحزب الواحد، تتمركز السلطة في أيدي قلة من الناس، ويتبع ذلك سوء الإدارة والفساد. |
İki partili sistem, bütün operasyon için kritik bir nokta. | Open Subtitles | نظام الحزبين هو ضروري جدا للعملية بمجملها |
Bence şu anda ülke iki partili sistemi biraz kullanabilir, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أن البلاد يمكن أن تستخدم الحزبين معا الآن، أليس كذلك؟ |
İnanıyorum ki birlikte çalışırsak iki tarafın da işine yarayacak çift partili bir platform kurabiliriz. | Open Subtitles | أنا أؤمن أننا إن عملنا معًا يمكننا إنشاء منصة ثنائية الحزبية التي يمكنها أن تكون مفيدة لكلا الحزبين |
Evet, bu taslağa karşıyım ancak iki partili bir ortaklık ruhu adına | Open Subtitles | الأن, أنا أعارض ذلك القانون ولكن في روح مناقشة الحزبين |
Çift partili yasamanın oluşturduğu Başkanlık ve Senato bulunmakta ancak görmek istediğimiz ilerlemeyi ne yazık ki yapamıyor. | TED | وتمّ تقديم تشريعات من قبل الحزبين الجمهوري والديمقراطي في مجلسي النواب والشيوخ، ولكن لم يحدث التقدم الكبير الذي نرغب برؤيته. |
"İki partili" ise takım elbiseli bir avuç hippi manasına geliyor. | Open Subtitles | و"الحزبين" هي تشير إلى حفنة من الهيبيين يرتدون بدلات. |
Birincisi, çok partili dönem sona erdi. | Open Subtitles | رقم واحد، بين الحزبين قد مات. |
Sözcü, seçimin kaderini belirleyerek iki partili bir ittifak yarattı. | Open Subtitles | ،المتحدثة جائت بالتصويت لصالح الرئيس مما أنشئ تحالف حقيقي بين حزبين |
CQ: Çift partili arkadaşlığımızı korumak adına, siyasi münazarayı bir kenara bırakıp diyaloğa girmeyi tercih ettik. | TED | كيتلين: لقد اخترنا تجنب الجدال السياسي وبدلًا من ذلك فضلنا الدخول في حوار من أجل الحفاظ على ما نسميه بكلّ شغف صداقة منقسمة بين حزبين. |
Ayrıca, bu seçime ilişkin derin bir hayalkırıklığı ile iki partili politik sistemimize ilişkin ciddi kaygılar paylaştığımızı anladım | TED | وتعلمت أيضا أننا تشاركنا بخيبة أمل عميقة في هذه الانتخابات، وأن لدينا مخاوف متزايدة بشأن نظامنا السياسي القائم على حزبين. |
(Gülüşmeler) Lauran ve ben iki partili arkadaşlığımız aracılığıyla diyalog içinde bulunan ihtimalleri keşfettik. | TED | (ضحك) كيتلين: فما اكتشفه أنا ولورين من خلال صداقتنا المنقسمة بين حزبين هو إمكانية التعايش بالحوار. |
Haklı. Bu çift partili sistem. | Open Subtitles | إنه محق، نظامنا من حزبين. |
Bu hızda korkarım ki meşruiyetini kaybedecek olan Çin'in tek partili sistemi değil, demokrasidir. | TED | بهذا المعدل، أخشى أن تكون هذه ديموقراطية، ليس نظام الحزب الواحد الصيني، الذي يُعد مخاطرة لفقدان الشرعية. |
Ekonomik reform hızlanacak, politik reform devam edecek, ve tek partili sistem sıkı duracak. | TED | الإصلاح الاقتصادي سيتسارع، والإصلاح السياسي سيستمر، ونظام الحزب الواحد سيتمسك بموقفه. |
Durağanlık açısından, Çin tek partili bir sistem, otoriter bir yönetim -- buna şüphe yok. | TED | الثابت: أن الصين منضوية تحت نظام الحزب الأوحد, نظام إستبدادي -- دون شك. |