| pasaportu ve kiralık kasasının anahtarı da bunu destekler nitelikteydi. | Open Subtitles | لديه جواز سفر ومفاتيحه صندوق ودائع آمن ل لإثبات قدر. |
| Sarı saçları ve mavi gözleri ile Alman sayılabilir; ancak Arjantin pasaportu taşıyor ve Berlin'e gitmesi için vizeye ihtiyaç duyuyor. | TED | بشعره الأشقر و عينيه الزرقاوتين، يبدو أودو ألمانيا، لكنه يحمل جواز سفر أرجنتيني، ويحتاج تأشيرة للعيش في برلين. |
| Doğal olarak. Başının üstünde sağlam bir çatı ve cebinde İngiliz pasaportu vardı. | Open Subtitles | طبيعى ، كان هناك سقف صلب فوق رأسها و جواز سفر بريطانى |
| Oh, ve pasaportu bulup ortaya çıkarırsan, bu çok iyi olur. | Open Subtitles | و إن أمكنك العثور على جواز السفر هذا أيضاً سيكون أمراً جيداً |
| pasaportu buraya dönmenin haricinde hükümsüz kılınmış. | Open Subtitles | و جواز سفره تم إلغاءه ما عدا إذن بالعودة إلى الولايات المتحدة |
| Bayan Woods, Bay Woods size Birleşmiş Milletler pasaportu ayarlayabildik. | Open Subtitles | السيدة وودس، السيد وودس لقد رتبنا حصول جميعكم على جوازات سفر أمريكية |
| Şimdi bu Çakal'ın Danimarka pasaportu var, değil mi? | Open Subtitles | لذا هذا جاكال لدية جواز سفر دانماركي، صحيح؟ |
| Orada bir generaliniz var, bu da Amerikan pasaportu ve ben buradan gidiyorum! | Open Subtitles | هناك جنرال بالخارج و هذا جواز سفر أمريكي وأنا سأخرج من هنا |
| FBl şefi Hoover'ın 1960 Haziran tarihli bir notunda... birinin Oswald'ın pasaportu ve kimliğini kullanabileceği yazıyordu. | Open Subtitles | هوفر في مكتب التحقيقات الاتحادي لديه مذكرة بتاريخ يونيو عام 1960 أن شخصا ما قد استخدم جواز سفر اوزوالد وهويتة |
| Avrupa pasaportu bulunan biri gerekti bana. | Open Subtitles | ما أحتاج إليه هو مخبأ أموال معه جواز سفر أوروبي |
| Sonra baska kimin Avrupa pasaportu var diye düsündüm. | Open Subtitles | ففكرت بنفسي من لديه جواز سفر أوروبي أيضاً؟ |
| Cecil L'lvely'nin pasaportu A.B.D göçmen bürosu tarafından, ...iki hafta önce, Boston havaalanı girişinde imzalanmış. | Open Subtitles | جواز سفر سيسل لايفلي تم ختمه من قبل دائرة الهجرة الامريكية قبل اسبوعين في بوسطن |
| Avrupa pasaportu bulunan biri gerekti bana. | Open Subtitles | ما أحتاج إليه هو مخبأ أموال معه جواز سفر أوروبي |
| Ama onu pasaportu getirene kadar serbest bırakmayacaklar. | Open Subtitles | لكنه لن يطلقوا سراحه قبل أن يجدوا جواز السفر |
| Arabasında buldukları Malezya pasaportu Don'u iade etmeleri gerek. | Open Subtitles | جواز السفر الذي وجد في سيارته من ماليزيا وحسب القانون سيقومون بارساله لهناك |
| Adam ehliyeti değil, pasaportu aldı. | Open Subtitles | هو لم يأخذ رخصة السياقة، بل أخذ جواز السفر. |
| Harry Tasker'in cüzdanı, Harry Tasker'in pasaportu, bilet koçanı. | Open Subtitles | لدينا محفظة نقود هارى تاسكر جواز سفره.. بقايا بطاقه |
| Harry Tasker'in cüzdanı, Harry Tasker'in pasaportu, bilet koçanı. | Open Subtitles | لدينا محفظة نقود هارى تاسكر جواز سفره.. بقايا بطاقه |
| Amerikan pasaportu olanlar soldaki iki şeridi kullansın. | Open Subtitles | كل من يحمل جوازات سفر أمريكية يستعمل الطريقين اليساريين |
| Kaptan ona, pasaportu verdi ama babamın gemide kalması şartıyla. | Open Subtitles | قام الكابتن بتسليمه الجواز لكنه قال لأبي , بأن يبقى لديه كرهينة |
| pasaportu güvenli hale gelir gelmez, onu Hong Kong'a giden ilk uçağa koyacağız. | Open Subtitles | سوف نضعها في أول رحلة إلى هونغ كونغ حالما يصبح جواز سفرها جاهزًا |
| Yabancı bir ajan. Bir çuval pasaportu ve parası var. | Open Subtitles | انه عميل أجنبى لديه العديد من جوازات السفر و النقود |
| Amerika pasaportu yok. | Open Subtitles | بدون جوازات السّفر الأمريكيّة |
| pasaportu buraya dönmenin haricinde hükümsüz kılınmış. | Open Subtitles | و جواز سفرة تم الغاءة ما عدا اذن بالعودة الى الولايات المتحدة |
| İnsanlar buraya Amerika pasaportu için gelir. | Open Subtitles | الناس يأتون إلى هنا لجوازات سفر أمريكية .. |
| -Pasaportsuz bir yere gitmiyorsun. - pasaportu gerçekten çalındı. | Open Subtitles | لن تذهب لأي مكان دون جواز سفرك - جواز سفره حقاً أنسرق - |
| - Adı Rusça ama İngiliz pasaportu var. | Open Subtitles | يحمل إسماً روسيّاً، لكنّ بجواز سفر بريطاني |
| Testere, çekiç, keski, silah, biraz kıyafet değişikliği, bir İsviçre pasaportu, devasa bir sahte bıyık ile, ufak bir şans bulabilirim. | Open Subtitles | فبمنشارٍ, ومطرقة, وإزميل, وسلاح، وتغييرة ملابس, وجواز سفر سويسري، وبشاربٍ ضخم، قد أستطيع الهرب. |
| Evet. İki Amerikan pasaportu. Karaborsa klubüne katılmak ister misin? | Open Subtitles | حسناً جوازان أمريكيان هل تودان الإنضمام الى نادي السوق السوداء؟ |
| - Evet. - Sahte pasaportu olduğunu da biliyoruz. | Open Subtitles | ونعلم أنه يحمل جوازاَ مزوراَ |