| Benim peşimi bırakmayacak mısın? Üzerime çok fazla geliyorsun. | Open Subtitles | ارجوكِ دعيني وشأني لقد إزدحمت الامور علي بشكل فظيع | 
| Faturayı ödedim. Lanet olası paralarını verdim onlara. peşimi hiç bırakmayacaklar! | Open Subtitles | سدّدت الفاتورة وأعطيتُهم مالهم ولن يدعوني وشأني | 
| Benzin istasyonundaki o şeyler peşimi çok çabuk bıraktı. | Open Subtitles | أولئك الأشخاص المخيفون عند محطة الوقود تركو ملاحقتي سريعاً. | 
| Alana kadar peşimi bırakmayacak. - Altın olmazsa beni öldürür. | Open Subtitles | وسيظل يطاردني حتى يحصل عليه، إن ذهبت إليه بدون الذهب سيقتلني | 
| Gözüken göğüs ucumun ömrüm boyunca peşimi bırakmayacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | ! ظننت أن صورة تلك الحلمة سوف تطاردنى للأبد! | 
| Sevdiğim bir erkek arkadaşım var onun için peşimi bırakmanı istiyorum. | Open Subtitles | إنّ لديّ حبيب أحبه، لذا أحتاجُ منك بأن توقف عن مطاردتي. | 
| Tamam, tamam. Ama peşimi bırak. Bakıcıya ihtiyacım yok. | Open Subtitles | حسنا,ولكن توقف عن اللحاق بي فانا لست بحاجة لمربية اطفال | 
| Ona yaptıklarım, hayatımın sonuna kadar peşimi bırakmayacak. | Open Subtitles | أخشى فقط أن الطريقة التي عاملته بها ستطاردني للأبد | 
| Departmanımda casusluk yapmamı istiyor. Yapmazsam peşimi bırakmayacak. | Open Subtitles | يريدني أن أتجسّس على إدارتي أو سوف يلاحقني | 
| Eğer bunu yaparsam, peşimi bırakacaklarına söz ver. | Open Subtitles | أن قمتُ بفعل هذا , أتعدينني بأنهُ سيتركني وشأني | 
| Bu sahneyi sizlere, polis dedektiflerinin, endişeli vatandaşların ve kanal yöneticilerinin peşimi bırakması umuduyla gösteriyorum. | Open Subtitles | أقدمها لكم الآن على أمل أن يقوم مفتشو الشرطة، والمواطنون المهتمون ومدراء محطات التلفاز أخيراً بتركي وشأني. | 
| Bu kararıma saygı duymanızı ve peşimi bırakmanızı istiyorum. | Open Subtitles | وكل ما أطلب أن تحترميه وتتركيني وشأني | 
| Eğer peşimi bırakmayacaksan daha akıllı davranmalısın. | Open Subtitles | لو واصلتِ ملاحقتي عليكِ أن تكوني أذكى بكثير | 
| Benim köstebek olduğumu düşünüp peşimi asla bırakmayacaksın. | Open Subtitles | لن تتوقّف عن ملاحقتي ظناً منك أنني الخائنة | 
| Uzak dur. peşimi bırak. Konu bitti. | Open Subtitles | إبتعد,توقف عن ملاحقتي أنه الأمر | 
| Her gün o geceyi düşünüyorum, yine de peşimi bırakacak gibi değil. | Open Subtitles | أفكّر بتلك الليلة كل يوم لكن لا يزال يطاردني | 
| - Onunla dövüştüğümden beri peşimi bırakmıyor | Open Subtitles | هو كان يطاردني منذ أن قاتلته | 
| basın peşimi bırakmıyor. | Open Subtitles | وسائل الإعلام أصبحت تطاردنى | 
| Oldum olası peşimi bırakmazdı. | Open Subtitles | هيا تطاردنى منذ ذلك الوقت | 
| Tek yapması gereken peşimi bırakmaktı, öyle olsa şimdi burada olmazdın. | Open Subtitles | أتعلمين , كل ما كان عليه فعله هو التوقف عن مطاردتي و ما كنتِ لتتورطي بهذا الأمر | 
| Geçmişte yaptıklarımız peşimi bırakmıyor. | Open Subtitles | تتم مطاردتي بسبب أشياء فعلنـاها فى ماضينا | 
| peşimi bırakmayacak, biliyorsun. | Open Subtitles | . لن يتوقف عن اللحاق بي ، تعلمين | 
| Yaptıklarım hayatım boyunca peşimi bırakmayacak. | Open Subtitles | الأشياء التى فعلتها، ستطاردني لبقيّة حياتي | 
| Departmanımda casusluk yapmamı istiyor. Yapmazsam peşimi bırakmayacak. | Open Subtitles | يريدني أن أتجسّس على إدارتي أو سوف يلاحقني | 
| Bana söylemeye çalışmıştı ve bu da hayatımın sonuna kadar peşimi bırakmayacak. | Open Subtitles | كان يحاول أنْ يخبرني, و هذا سيلاحقني لبقية حياتي |