| Uçsuz bucaksız galaksideki Dünya'da, Paskalya Adası'ndan pek farklı değil. | Open Subtitles | إنها لا تختلف كثيراً عن الأرض بهذا الصغر في المجرة الواسعة | 
| Oranın sıcaklığı da buradan pek farklı değil. | Open Subtitles | و درجات الحرارة لا تختلف كثيراً هناك. | 
| - Evet. Senin planından pek farklı değil. | Open Subtitles | نعم ، ليست مختلفةً جداً عن خطتكَ | 
| - Evet. Senin planından pek farklı değil. | Open Subtitles | نعم ، ليست مختلفةً جداً عن خطتكَ | 
| Bir kenarda durmak, tetiği çekmekten pek farklı değil, John. | Open Subtitles | لكن لتتَنحّي جانباً ليس مختلفاً عن سَحْب الزنادِ، (جون) | 
| Anlaşılan ölümden sonra insana olanlar ölümden önce olanlardan pek farklı değil. | Open Subtitles | على ما يبدو أن ما يحدث لك بعد الموت لا يختلف كثيراً عما يحدث لك قبل الموت | 
| Okuduğum kadarıyla yazılan çizilenden pek farklı değil. | Open Subtitles | سيد (بوشامب) حسب ما قرأت لا فرق بين الكتابة والصورة | 
| Aslında, Washington D.C. Topeka'dan pek farklı değil. | Open Subtitles | حسنا،(واشنطن)العاصمة لا تختلف عن(توبيكا) | 
| Babam da pek farklı değil... | Open Subtitles | ...حقاً ...أبي ليس مختلفاً | 
| Londra'da da pek farklı değil ama biz ot kullanmıyoruz. | Open Subtitles | إنه لا يختلف كثيراً عن (لندن) لكننا لا نستعمل الحشيش | 
| Okuduğum kadarıyla yazılan çizilenden pek farklı değil. | Open Subtitles | سيد (بوشامب) حسب ما قرأت لا فرق بين الكتابة والصورة | 
| Aslında, Washington D.C. Topeka'dan pek farklı değil. | Open Subtitles | (حسنا،(واشنطن)العاصمة لا تختلف عن(توبيكا |