| Buradaki en doğal şey, muhtemelen bir Petri kabında yetiştirilmiştir. | Open Subtitles | أكثر شيء طبيعي هنا غالباً نما في طبق بيتري. |
| Ama hiçbir şey yapmayıp kendini Petri kabında bulmak da öyle. | Open Subtitles | ولكن لاتفعل شيئا وسينتهي بك الامر في طبق بيتري |
| Bayan Petri adında bir eczacı bulmalıyım. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى العثور على الصيدلانية. سيدة تدعى بيتري |
| Petri kutusu olarak adlandırdığımız plastik kaplara aktarıyoruz. | TED | ونزرعها في صحون نسميها أحيانا صحون بتري. |
| Bilim adamı Alexander Fleming laboratuvarda yanlışlıkla Petri kabını kirlettiğinde, bu durum ilk antibiyotik penisilinin keşfine yol açtı. | TED | عندما اخطأ العالم ألكسندر فلمنج و قام بتلويث طبق بتري في المختبر أدى ذلك الى اكتشاف أول مضاد حيوي، البنسلين |
| Ya bir Petri kabında pil yetiştirebilseydiniz? | TED | إذن ماذا إن أمكن أن ننتج بطارية في طبق بتري؟ |
| Petri kabındaki iki amip kadar doğaldık. | Open Subtitles | ما مررنا به كان أمراً طبيعياً مثل زوج من الأميبيا في طبق بيتري. |
| Petri kabına bak, ne görüyorsun? | Open Subtitles | انظروا إلى طبق بيتري ، ماذا ترى؟ |
| - Şimdi Bayan Petri'yi bulmalıyız. | Open Subtitles | نحن بحاجة العثور على السيدة بيتري |
| "İşçi Sınıfı Cennete Gider". Yönetmen Elio Petri. | Open Subtitles | "الطبقة العاملة تذهب إلى الجنة" من إخراج (إيليو بيتري) |
| Bay Marcus, ben bay Petri'ye Bükreş'te kalmamız gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | سيّد (ماركوس)، سأخبر سيّد (بيتري) بأنّه يجب علينا البقاء في "بوخارست". |
| Petri Haag olayina benzeyen 3 olay var elimde. | Open Subtitles | لديّ ثلاث قضايا قديمة تطابق تلك ملف (بيتري هاج) |
| Petri kabıydı. | Open Subtitles | لقد كان طبق بيتري *طبق خاص بالمختبرات* |
| Petri kabı bendim. | Open Subtitles | أنا كنت طبق بيتري |
| Buradaki tek gerçek şey olsa gerek, ...bir Petri kutusunda yetiştirilmiş olsa bile. | Open Subtitles | تقريباً هذه الشيء الوحيد الحقيقي هنا ورغم ذلك نمَت في طبق (بيتري) |
| Antonioni, Petri, Fellini! | Open Subtitles | أنطونيوني، بيتري ، فيليني |
| 15 yıl ve birçok seferin ardından, şu an bile hiçbir insan bu egzotik derin yüzayaltı mikroplarının bir tanesini alıp Petri kabında büyütmedi. | TED | حتى الآن، 15 سنة وعدة بعثات بعدها، لم يقدر أي إنسان قط على جعل هذه الميكروبات الغريبة تنمو في طبق بتري. |
| Onlara vermediğimiz ve Petri kaplarına koymamızı istedikleri bir şey vardı. | TED | كان هناك شيء آخر تريده في أطباق بتري لم نكن نقدمه لها. |
| Belki Petri kaplarımızda eksik olan o şey yemek falan değildi. | TED | ربما ما نفتقده في أطباق بتري ليس الطعام على الإطلاق. |
| Belki de bir bakıma Petri kaplarımızda büyütmüşüzdür. | TED | لكن ربما بطريقة ما بالفعل نمت في أطباق بتري لدينا. |
| Kısaca tüm bu kindarları alıp bir bilim adamı gibi onları Petri kabına koymak. Ve işte bunlar da bulduklarım. | TED | أخذتُ أساساً جميع الحاقدين، ووضعتهم في طبق مخبري مثل العالِم، وهذا ما وجدته. |
| Biyoloji bakış açısıyla bizler Petri kabındaki tek hücreliden temel olarak farklı değiliz. | TED | الآن، من وجهة نظر علم الأحياء، لا نختلف أنا وأنتم جوهريًا عن الأوليات في الطبق البتري. |