| Hatta politikayı pek çok yönden bir aitlik arayışı olarak görebilirsiniz. | TED | في الواقع، يمكنكم رؤية الكثير من السياسة باعتبارها من أجل الانتماء. |
| Bilirsin, içinde ünlüleri, dedikoduyu, sporu veya popüler politikayı barındırmayan bir konuşmayı? | Open Subtitles | وأن تكون المناقشـة في الفنانين ، الاشاعات ، الرياضة ، وحتى السياسة |
| Ve bu kim olduğumuz konusundaki devrim politikayı, bana göre, farklı bir şekilde görmemizi sağlar, en önemlisi, insan sermayesini farklı bir şekilde görmemizi sağlar. | TED | وهذه ثورة في من نحن اعطتنا طريقة مختلفة للنظر في السياسة كما اعتقد بطريقة مختلفة, على قدر اعلى من الاهمية, في رؤية رأس المال الانساني. |
| En yüksek düzeydeki politikayı etkilemem mümkün artık. | Open Subtitles | سأكون قادرا على التأثير في السياسات في أماكن صنع القرار. |
| İnsanların politikayı düşünme biçimi eskiymiş gibi, sağ-sol ayrımı yok edildi ve değiştirildi. | TED | يبدو وكأن طريقة التفكير القديمة بالسياسة الانقسام اليميني واليساري قد تم استبدالها |
| politikayı takip eden herhangi birisi bunu anlamanın bazı insanlar için ne kadar zor olduğunu doğrulayabilir. | TED | وكل من تابع السياسة يمكنه أن يشهد بمدى صعوبة استيعاب هذا الأمر لدى البعض. |
| İnternet bizim iletişim şeklimizi değiştirir ve kolaylıkla politikayı izleyebiliriz. | TED | فلقد غيرت الطريقة التي نتواصل بها و التي نرى عليها السياسة. |
| Vatandaşlar ulusal ve küresel politikayı etkileyebilir mi?'' | TED | هل بإمكان المواطنين أن يشكلوا ويؤثروا على السياسة المحلية والعالمية ؟ |
| politikayı uygulayan kişilerin ve sonuçlarıyla yaşayan insanların hikayeleri. | TED | الناس الذين نفذوا السياسة والناس الذين يعيشون مع العواقب. |
| Soy ıslahı bilimiyle IQ testinin kesişimi, sadece bilimi değil, politikayı da etkiledi. | TED | لم يؤثر التقاطع بين علم تحسين النسل واختبار الذكاء على العلم وحسب، بل أثّر على السياسة أيضاً. |
| Bir eşleşme bulunca hak sahibinin söylediği politikayı uyguluyoruz. | TED | وعندما نعثر على تطابق، نقوم بتطبيق السياسة التي قام صاحب الحقوق بوضعها. |
| "Eğer politikayı takip etmezsen sonunda o seni bulacaktır!" | Open Subtitles | إن لم تتابع السياسة فستنال منك بالنهاية خاصة عند نهاية الشهر |
| evet,beyler,karıma söz verdim.politikayı bıraktım. | Open Subtitles | على أية حال، لقد وعدتُ زوجتي أنني سأخرج من السياسة |
| POW'ler hakkındaki inkar etme politikalarını devam ettirmek için, ...bu politikayı uygulayan adamları susturmak gerekiyordu. | Open Subtitles | للحفاظ على سياستهم السرية بشأن التنكر للأسرى, والذي تطلب إسكات الرجل الذي قام بهذه السياسة. |
| politikayı ciddiye almayan biriyle birlikte olamam. | Open Subtitles | أنا لا يمكن أَن اكون مَع اى شخص لا يأْخذ السياسة بجدية كما افعل |
| Ve dedem de politika hakkında konuşuyor. Kimse politikayı sevmez. O konuştuğu zaman kimse sevmez. | Open Subtitles | . و جدى يتحدث فى السياسة , و لا أحد يحب السياسة |
| Burada politikayı belirlerken aklımda hep savaş vardır. | Open Subtitles | في مسائل السياسة الخارجية مع وضع الحرب في الإعتبار |
| Neden politikayı bırakıp sayılara geçmiyoruz? | Open Subtitles | فلم لا نتخطى السياسات وندخل لغة الأرقام ؟ |
| politikayı yakında takip edenler bile herhalde Hal Philip Walker ve Değişim Partisini biraz zayıf buldu. | Open Subtitles | حتى أولئك الذين يهتمون كثيراً بالسياسة. ربما رأو هال فيليب وكر وحزبه البديل كمجرد صقيع على التلال |
| Bu yüzden, onları bugün almanı ve bu yeni politikayı anladıklarından emin olmanı istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريدك أن تأخذهم اليوم وتتأكد من فهمهم للسياسة. |
| Eski politikayı unutun ve kendiniz ile şehriniz için Liangs projesine evet deyin. | Open Subtitles | فقط انسى السياسه ووافق على هذه المشاريع من أجلك ومن أجل المدينه |
| Ve Konsüllüğün bittiğinde, söz verdiğin gibi politikayı da bırakınca, | Open Subtitles | وعندما تنتهي فترتك، و تَتقاعدُ من السياسةِ كما وَعدتَ، |
| Bilmem. politikayı o kadar yakından takip etmem, efendim. | Open Subtitles | لا اعرف فانا لست من المهتمين بالسياسه. |