| Her neyse, şu an Princeton'da son sınıftayım ve sömestr tatiline girdik. | Open Subtitles | على اي حال، أنا في جامعة برينستون وأنا في إجازة نصف السنة |
| Bu son sınıf tezi Princeton'da bir doktora tezi haline geldi, ve şimdi de bir kitap. | TED | هذا البحث أصبح أطروحة في جامعة برينستون والآن أصبح كتابًا. |
| Princeton Fizikçilerin danışmanlığıyla birlikte bir takımla | Open Subtitles | وبعد استشارة فريق من علماء الفيزياء في برنستون |
| Princeton'u istediğim kadar başka hiç bir şeyi istemiyorum. | Open Subtitles | ليس هناك من شيء أتمناه في حياتي أكثر من التواجد في برنستون |
| Ya birini görüp ve şeyden itibaren onu takip ettiysem Princeton'dan bir yerden? | Open Subtitles | ماذا لو شاهدتُ شخصاً و قمت باللحاق به في مكان ما ببرينستون ؟ |
| Birinci sınıf konuşmamdan bir gece once, ki bu konuşma Princeton'da 20 kişinin önünde | TED | وفي الليلة التي تسبق حديثي للسنة الأولى وحديث السنة الأولى في برينستون هو لمدة 20 دقيقة |
| - Princeton'daki bu mütevazi evde hayatının son yirmi yılını geçirdi. | Open Subtitles | فى هذا البيت البسيط فى برنستون نيو جيرسى |
| Oh, Harvard, Yale, Princeton, Cornell, İsviçre. | Open Subtitles | اووه.. هارفارد,ييل,برينستن,كورنيل,سويسرا |
| Princeton plainsboro ya ambulansla 15 dakika mesafedeyiz nakletmekmi istiyorsunuz? | Open Subtitles | نحن على بعد خمس عشرة دقيقة بالسيارة من مشفى برينستون بلانزبورو أتريدُ نقلَها؟ |
| Princeton mezunu Mercer Adasında evi ve 12 metrelik bir teknesi var. | Open Subtitles | متخرج من جامعة برينستون ولديه كذلك يخت,ومنزل في جزيرة ميرسر |
| Thomas Ripley diye birinin Princeton Üniversitesinde okuyup okumadığını da sormayı akıI etmemişler. | Open Subtitles | و لم تسأل او تتحقق من السيد توماس ريبلي عما إذا كان قد درس في جامعة برينستون |
| Thomas Ripley diye birinin Princeton Üniversitesinde okuyup okumadığını da sormayı akıl etmemişler. | Open Subtitles | و لم تسأل او تتحقق من السيد توماس ريبلي عما إذا كان قد درس في جامعة برينستون |
| Fakat hiç bir çocuğu Princeton'a kaydedebilmeyi denemedin. | Open Subtitles | ولكنك لم تحاول أبداً مساعدة شخص من أجل قبوله في برنستون |
| Ne olursa olsun, Jeremiah gibi çocuklar Princeton'a girmez. | Open Subtitles | بغض النظر, طلاب مثل جيرماياه لا يقبلون عادة في برنستون |
| Bill Rutherford, Princeton'dan. | Open Subtitles | بيل راذرفورد من ادارة الانتساب ببرينستون |
| RCA hayır deyince, Freeman'ın çalıştığı Princeton'da yapmaya karar verdiler, | TED | حين قالت آر سي إيه لا، حينها قرروا بنائه في برينستون حيث يعمل فريمن في المعهد |
| Princeton'da akademik olarak incelemek istediğim... belli bir kültürel farklılık var. | Open Subtitles | هناك اختلاف حضارى معيّن أود أن أدرسه فى برنستون |
| Bu gece yapamayız. Princeton'dan biri gelecek. | Open Subtitles | لايمكننا فعل هذا الليلة سيأتون من برينستن لمقابلتي |
| Sadece kalan zamanımı Princeton'da kemoterapi süitinde geçirdiğimi hayal edemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع ان أتخيل تمضية وقتي المتبقي في جناح العلاج الكيماوي في مشفى برينستون |
| Trailways'den sabah ikide Princeton'a otobüs kalkıyor. | Open Subtitles | هناك حافلة 2: 00 إلى برينستون من محطة تريلواىز. |
| Princeton'dan eski bir arkadaşla karşılaştım. | Open Subtitles | عثرت على صديق قديم من أيام برينستون |
| Eski bir biyolog olarak, hemen gerçek bir biyoloğu aramaya karar verdim; Princeton Üniversitesi'nde Biyoloji ve Matematik profesörü olan arkadaşım Simon Levin'i. | TED | كعالم أحياء منقطع، قررت الاتصال فورا بعالم حقيقي، صديقي سيمون ليفين، أستاذ علم الأحياء والرياضيات في جامعة برنستون. |
| Sonbaharda Princeton'a başlayacak. | Open Subtitles | فتاة متزنة إلى حد غير عادي ستلتحق بجامعة برينستون هذا الخريف |