| Çocuklar sizin probleminiz sorunlu olmak risk altında olmak ya da zevksiz olmak değil. | Open Subtitles | أيها الأطفال مشكلتكم ليس أنكم مضطربون أو معرضون للخطر أو تسريحة سيئة. |
| Sizin probleminiz dünya iyi bir yer olduğunu, her şeyin üstesinden birlikte iş birliğiyle gelebileceğimizi düşünmeyi istemek. | Open Subtitles | مشكلتكم أنكم تودوا الاعتقاد أن العالم مكان لطيف أننا يمكننا أن نتعايش و نتعاون. |
| Sizin korkunç bir imaj probleminiz var. | Open Subtitles | مشكلتكم يا رجال أن لكم صورة مخيفة. |
| probleminiz hakkında düşündüm. | Open Subtitles | لقد فكرتُ بمشكلتكم |
| Bu şu anlama gelir; bu bir gün sizin de probleminiz olacak. | TED | مما يعني انها في احد المراحل ستكون مشكلتك ايضاً |
| Sizin probleminiz ne biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعرف مشكلتكم أنتم يا الشباب؟ |
| O, artık sizin probleminiz. | Open Subtitles | إنه مشكلتكم الأن |
| Bilmiyorum ama artık sizin probleminiz. | Open Subtitles | لا أعرف ولكنها مشكلتكم الآن |
| İşte sizin probleminiz bu. D şıkkını hiç düşünmediniz. | Open Subtitles | وتلك مشكلتكم "لم يكن لديكم إحتمال"د. |
| Bu benim B. P'em değil, bu S. P, sizin probleminiz! | Open Subtitles | هذه ليست مشكلتي(=.M.P )... هذه مشكلتكم(=Y.P.). |
| İşte probleminiz. | Open Subtitles | هذه هي مشكلتكم |
| Bu sizin probleminiz. | Open Subtitles | وتلك مشكلتكم |
| -Bu sizin probleminiz. | Open Subtitles | -هذه مشكلتكم |
| probleminiz hakkında düşündüm. | Open Subtitles | لقد فكرتُ بمشكلتكم |
| Diğer taraftan eğer probleminiz ertelemeniz ise bu da size bugün harekete geçmeniz için bir sebep olabilir. "sonra"nın yerine. | TED | ولكن بالمقابل، إذا كانت مشكلتك هي ميلك للتأجيل، فربما قد يمنحك كيلو العدس سببا لتقوم بالأمر اليوم بدلا من وقت لاحق. |
| Beş saat bekleyemeyiz de. Eğer yetişemiyorsanız sizin probleminiz. | Open Subtitles | ونحن لن ننتظر 5 ساعات أيضاْ إذا لا تستطيع الموصلة , فهذة مشكلتك |
| Utanmayın. probleminiz ne ise, onu dinlemek için buradayım. | Open Subtitles | لا تشعر بالإحراج, مهما كانت مشكلتك نحن هنا لنسمعك |