| Şimdi, görevi Yıldız Geçidi programı gibi çok gizli projeleri gözlemlemek ve başlangıçtan bu yana da bu görevi yerine getirdi. | Open Subtitles | إنها مُكلفة بإبقاء المراقبة على المشاريع عالية السرّية مثل برنامج بوابة النجوم ويتم عمل هذا , من البداية |
| Yıldızgeçidi programı gibi bir şey olmadığına dair beni temin ettiler. | Open Subtitles | ...لقد أكدوا لي ليس هناك أي شيء مثل برنامج بوابة النجوم |
| Ve şu var, topyekün eğitim programı gibi, | Open Subtitles | وهو يحْصَلُ على هذا، مثل برنامج تدريب كليّ، |
| Nasıldı baba? Amerika'nın En Çok Arananlar programı gibi. | Open Subtitles | مثل مسلسل (الاكثر طلبا فى امريكا) |
| Yemek programı gibi? | Open Subtitles | (مثل مسلسل (جويبد. |
| Yani bu, National Geographic programı gibi, ama insanlar üzerine. | Open Subtitles | -حسنا ، انه يبدو كبرنامج جغرافيا العالم ، لكنه عن البشر |
| "Gemide yaşam" programı gibi... | Open Subtitles | كبرنامج "العيش على متن السفينة" |
| Bilgisayar destekli tasarım programı gibi. | Open Subtitles | مثل برنامج تصميمِ بمساعدة الحاسوبِ فقط في الماضي |
| Yani bu üzerine kuracağın bir CAD programı gibi. | TED | ولذا فإنه مثل برنامج التصميم بمساعدة الحاسوب CAD أين ما قمت بتشييده. |
| Tanık koruma programı gibi bir şey. | Open Subtitles | مثل برنامج حماية الشهود للمجرمين |
| Ama kaçınılmaz olarak, Gene ve Roger'ın programı gibi bir program ana akım sistemin bir parçası oluyordu. | Open Subtitles | لكن بلا تغير، عرض مثل برنامج (جين و روجر) اصبح جزءًا لا يتجزأ من النظام السائد. |
| Doğru Düşün programı gibi. | Open Subtitles | "مثل برنامج "فكرّ بشكل إيجابي |
| Sanal gerçeklik programı gibi bir şey. | Open Subtitles | إنّه كبرنامج محاكاة واقعية |
| - Radyo programı gibi bir şey. | Open Subtitles | إنه كبرنامج إذاعي نوعاً ما |