| Teyzem Râhil, etkileyici olduğu kadar doğaüstü bir güzelliğe sahipti ve güzelliğini kılıç kullanır gibi ustalıkla kullanıyordu. | Open Subtitles | وهذه خالتي (راحيل)، التي تحظى بالجمال والقوة الخارقين عن الطبيعة، وتستخدمهما كالسيف. |
| Zilpa ve Bilha teyzelerim Leban'ın cariyesinden olan kızlarıydı ve Leyya ile Râhil, çeyiz olarak Yâkub'a verildi. | Open Subtitles | وهذه خالتي (زيلبا) و(بيلا)، كانا بنات (لَبان) من قِبل زوجة عبيدة، وأعطيا إلى (يوسف) كجزء من مهر (ليا) و(راحيل)، |
| İlk yıl Yâkub, Leban'a verdiği sözü tuttu Râhil'in büyüsüne kapılmışken... | Open Subtitles | في السنة الأولى، أوفى (يعقوب) (بوعدهإلى(لَبان.. (بينماكانمشغولاًبسحر(راحيل.. |
| Râhil de zevcem olana kadar onu zevcem olarak görmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أعتبرها زوجتي حتى (راحيل) تكون زوجتي أيضاً. |
| Leyya ile Râhil'in bir kocayı nasıl paylaşacaklarını öğrenmeleri epey sürdü. | Open Subtitles | لقد تطلب أعوام على (ليا) و (راحيل) أن يتعلما كيف يشاركا زوجهما. |
| Ruhunun en derinliklerinde sevdiği kişi Râhil'di ama Râhil'in çocuğu olmazken peş peşe Yâkub'a erkek evlat doğuransa Leyya'ydı. | Open Subtitles | لقد أحب (راحيل) بعمق وكانتروحه.. لكن (ليا) التي ولدت ابناءه واحدتلوالآخر.. بينما (راحيل) بقت بدون أطفال. |
| İster kaderin bir cilvesi deyin isterse tanrıların lütfû deyin ama Râhil, o gece gebe kaldı. | Open Subtitles | سواء كان ذلك منعطف بسيط من المصير، أو سخرية الآله، حملت (راحيل) طفلاً في تلك الليلة. |
| - Râhil, göç edeceğimiz için gerçekten sevindin mi? | Open Subtitles | (راحيل)، هل أنتِ سعيدة حقّاً لرَحِيلنا ؟ بالطبع |
| Zevcem Râhil ebedir ama bugün buradan ayrılmasını istemiyorum. | Open Subtitles | زوجتي، (راحيل) ولكنّي لا اتمنّي أن تقوم بهذا اليوم |
| - Râhil, kendini savunmaya çalışacaksan... | Open Subtitles | (راحيل) ، لو أنكِ تحاولين الدفاع عن نفسكِ |
| Karşımda durursanız, Râhil bebeği çıkartırken biz de Abi'nin koluna girip kaldırabiliriz. | Open Subtitles | لو وقفتي أمامي نستطيع دعمها بوضعها تحت ذراع (آبي) بينما (راحيل) تُمسك الطفل |
| Râhil, Bünyamin'i doğururken can verdi. | Open Subtitles | ماتت (راحيل) وهي تلدُ ابناً, يُدعى (بنيامين) |
| Bu da Yusuf, Râhil'den olan oğlum. | Open Subtitles | وهذا يوسف، ابني الذي رزقت به من (راحيل) |
| Adım, Dina. Bu da teyzem Râhil. | Open Subtitles | أُدعى (دينا) وهذه زوجتي أبي(راحيل) |
| Bir gün, Râhil su getirmeye gittiğinde... | Open Subtitles | ذات يوم بينما كانت (راحيل) تُحضر الماء... |
| Bünyamin doğduğu gece Râhil yüzüğü ona vermiş. | Open Subtitles | أعطته لها (راحيل) ليلة مولد (بنيامين) |
| Ama bu hikâyeyi Râhil teyzemizden daha iyi anlatan yok. | Open Subtitles | لكن العمة (راحيل) كانت أفضل من يروي تلك القصة... |
| Râhil, bebeğin pozisyonunu kontrol et. | Open Subtitles | (راحيل) ستتفقد وضع الجنين |
| - Râhil! Râhil, o burada. | Open Subtitles | (راحيل) ، (راحيل) إنه هنا |
| - Teyzem Râhil öğretmişti. | Open Subtitles | تعلمت من خالتي (راحيل) |