| -Evet ama çıplak ve hassasken değil. Bu kiloyla rahat değilim. | Open Subtitles | لكن ليس وأنا عارٍ وضعيف، لست مرتاحاً بهذا الوزن |
| Üzgünüm Kathryn, ama ben rahat değilim. | Open Subtitles | آسف كاثرين ولكنني لست مرتاحاً لهذا الأمر |
| Bu tür konularda pek rahat değilim. | Open Subtitles | لست مرتاحة حقّاً مع هذا النوع من الأشياء |
| Üzgünüm, böyle bir konuşma için yeterince rahat değilim. | Open Subtitles | أنا آسفة و لكني لست مرتاحة بخوض هذا الحديث. |
| Otur bir yere. - Tamam. Ben rahat değilim. | Open Subtitles | ـ اجلس في اي مكان ـ لابأس انا لست مرتاحا |
| Söylemem gerek pek rahat değilim. | Open Subtitles | حسنا ، ولكن يجب أن أقول أنني غير مرتاح لهذا |
| Bu konuyu seninle konuşmak konusunda hiç rahat değilim, Bernard. | Open Subtitles | انا لا اشعر بالراحة تماما بمناقشة ذلك معك. |
| Buradan geçerken senin kadar ben de endişeliyim. Bu çevrede pek rahat değilim. | Open Subtitles | أنا متلهفه لعبور هذا كله أنا لست مرتاحه في هذه البيئة |
| Evet, kafamın kesildiği bir resim olan evin içinde olmaktan rahat değilim. Anlarsın ya. | Open Subtitles | أنا لستُ مرتاحاً من تواجدي بمنزل مع أحد يرغب بقطع رأسي |
| Tasha, daha fazla kişisel bilgi paylaşmak konusunda rahat değilim. | Open Subtitles | تاشا ، أنا لستُ مُرتاح حقاً لمشاركة أى معلومات شخصية أخرى |
| Bakın, kim olduğunuzu bilmiyorum ama gizli operasyonları tartışma konusunda hiç rahat değilim. | Open Subtitles | حسناً , انظر أياً تكُـن انتّ .أنا لستّ مرتاحاً لمناقشة عملية سّـرية |
| Kızımı riske sokma konusunda rahat değilim. | Open Subtitles | لست مرتاحاً في وضع إبنتي عرضة للخطر |
| Buralarda bir çocuğun olacağını konusunda rahat değilim. | Open Subtitles | أنا فقط لست مرتاحاً لوجود الطفل هنا |
| Penisimle ilgili detayları paylaşma konusunda rahat değilim. | Open Subtitles | أنا آسف, أنا فقط لست مرتاحاً ...للحديث عن التفاصيل الخاصة بـ |
| Bu yüzden rahat değilim ve bu yüzden geri ödüyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا لست مرتاحة وهذا هو السبب في أنني أُعيد الأموال |
| Peter, tüm bu curcunada pek rahat değilim. | Open Subtitles | بيتر .. أنا لست مرتاحة لهذه المسابقة |
| Tatlım, üzgünüm. Times Meydanı'nda seni yalnız bırakacak kadar rahat değilim. | Open Subtitles | آسفة يا عزيزتي، لست مرتاحة لأسمح لكِ بالبقاء بساحة التايمز... |
| Biliyorsun, bu durumda rahat değilim. Hiç rahat değilim. | Open Subtitles | تعلم أني لست مرتاحا لهذا الأمر لست مرتاحا البتة |
| Tam otopsi yapmadan herhangi bir sonuca imza atma konusunda rahat değilim. | Open Subtitles | انا لست مرتاحا فى اعطاء نتائج حتى اجرى التشريح كاملا |
| Böyle giyinmen ve diğer adamlarla flört etmenden konusunda rahat değilim. | Open Subtitles | انا لست مرتاحا بإرتدائك ملابس كهذه و ملاطفتك لأولئك الرجال |
| Bir erkeğin beni koruması hakkında rahat değilim. | Open Subtitles | لا أشعر بالراحة عندما يقوم رجل ما بحمايتى |
| Ve sevgilimin rahat olmadığı hiç bir şeyde ben de rahat değilim. | Open Subtitles | و أنا لا ارتاح لأي شيء لا ترتاح له زوجتي |
| Bu kadar insan jöle salatama bakarken hiç rahat değilim | Open Subtitles | لا أشعر بالإرتياح لكل هؤلاء الناس هنا ينظرون لسلطة الجيلي |