| Bu da büyük şeylerin sorgulanması ile olur, Reklama dair iş modelleri gibi. | TED | وذلك يتضمن الاستعلام عن أشياء كبيرة، مثل النموذج التجاري للإعلانات. |
| Soruyu cevaplayana dek Reklama girmeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نذهب للإعلانات حتى يجيب على هذا السؤال. |
| Eğer Reklama bir çocuk koymayı düşünüyorsanız, canlı gözüken bir tane seçin. | TED | اذا كنت مصمما على وضع طفل في الإعلان, اختره غلى الأقل حيا. |
| Ne olursa olsun, o Reklama öyle dokunmak ellerini kirletir. | Open Subtitles | رغم ذلك، فإن لمس الاعلان هكذا يوسخ يديك. |
| Amerikan ilaç sanayisi Reklama yılda yaklaşık 5 milyar dolar harcıyor. | Open Subtitles | صناع الدواء في أميركا ينفقون 5 بليون دولار سنوياً على الإعلانات |
| bilirsin, sabah saat 4'te falan, bununla bir sorunum yok." "Fakat, benim bağışlarımın Reklama harcanmasını istemiyorum." | TED | لكنني لا اريد ان تصرف تبرعاتي على الدعاية اريدها ان تذهب الى المحتاجين |
| Reklama gittiler. Döndüklerinde canlı yayına girebilir miyiz? | Open Subtitles | انة الفاصل لالاعلانى الان يمكن ان نكون مباشرة عندما يعودون |
| Akılda kalıcı bile olmayan bir Reklama kızdın diye onca emeğimi çöpe atacaksın yani. | Open Subtitles | إذاً سندفق كل عملي الشاق لأنك هلعت بإعلان تجاري آخر وهو ليس جذاب حتى |
| Güvensizliklerinin çoğunu bertaraf ediyor çoğu Reklama bağışık ve erkeklerle samimi ilişkiler kurabiliyor. | Open Subtitles | يلغي معظم مخاوفها انها منيعة ضد معظم الاعلانات و يمكنها ان تحظى بعلاقة صادقة مع الرجال |
| Şimdi Reklama girip, bu konuyu yayında değilken halledeceğiz. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ ،سنذهب للإعلانات وسنجد حلاً لذلك ليس على الهواء مباشرةً |
| Reklama gir ! | Open Subtitles | إنتقل للإعلانات -هذا كان رائعا ، اليس كذلك ؟ |
| Reklama girin! Reklama girin! | Open Subtitles | إذهبوا للإعلانات , إذهبوا للإعلانات |
| Reklama ihtiyaçları yok. | Open Subtitles | لا يحتاجون للإعلانات |
| Tanrı aşkına Nora, Reklama gir. | Open Subtitles | أجل لأجل اللهِ، نورا، إذهبْ إلى الإعلان التجاري. |
| Tüm kasaba Reklama hasta olmuştu. | Open Subtitles | المدينة بأكملها جنَّ جنونها لذاك الإعلان |
| Tüm kasaba Reklama hasta olmuştu. | Open Subtitles | المدينة بأكملها جنَّ جنونها لذاك الإعلان |
| Pekala, ama ürününün gayet ortalama olduğu gerçeğini Reklama yansıtmamız için ödeme yapmıyor. | Open Subtitles | حسنا ,لكنه لايدفع لنا لنطور الاعلان للمنتج لانها تمتلك منتج رائع جدا |
| Pekala, ama ürününün gayet ortalama olduğu gerçeğini Reklama yansıtmamız için ödeme yapmıyor. | Open Subtitles | حسنا ,لكنه لايدفع لنا لنطور الاعلان للمنتج لانها تمتلك منتج رائع جدا |
| Haberciliği ayakta tutan Reklama dayalı iş modelleri yıkıldı. | TED | فنماذج الإعلانات التجارية التي يُعلنُ عنها بإستمرار قد تصدّعت. |
| Bikini giyip Reklama çıkmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن تفعل الإعلانات التجارية في بيكيني. |
| "ben bunun ihtiyacı olana gitmesini istiyorum." Sanki Reklama yatırım yapılmış paranın ihtiyaç sahiplerine hizmet için çarpıcı biçimde büyük tutarlar getirmesi mümkün değilmiş gibi. | TED | كما ان يكن المال المستثمر في الدعاية لا يستطيع ان يأتي بالكثير الكثير من الاموال ليخدم المحتاجين |
| Reklama 41 saniye erken giderken bulmakta zorlanmadın ama! | Open Subtitles | لم تكن لديك مشكلة لتفتح مجالاً عندما انتقلت إلى الفاصل أبكر بـ41 ثانية. |
| Akılda kalıcı bile olmayan bir Reklama kızdın diye onca emeğimi çöpe atacaksın yani. | Open Subtitles | إذاً سندفق كل عملي الشاق لأنك هلعت بإعلان تجاري آخر وهو ليس جذاب حتى |
| Sen konuşmaya başlar başlamaz Reklama girdim müşterin de stüdyoyu terk etti. | Open Subtitles | وضعت الاعلانات منذ بدأت الكلام وعميلك انسحب من برنامجي |
| Hafifçe solup, Reklama geçemiyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنك التوقف لفاصل إعلاني |
| Meyve ve sebze şirketlerinin, en zirveye ulaştıkları dönemde Reklama yaptıkları harcamaların tümü yalnızca 2 milyon dolardı . | Open Subtitles | يعني الشركات العادية تنفق في الـ 5 أيام للإعلان في وسائل الإعلام حوالي 2 مليون |