| Çok sevimli bir tip değil. Ama şu renklerine bakın. | Open Subtitles | ليس محبوب جداً , كما ترون دعونا نلقى نظرة على الألوان |
| Onunkiler mutlaka temiz, dikkatlice katlanmış ve renklerine göre çekmecelerine yerleştirilmiş olmalıdır aynı aptal çorapları gibi. | Open Subtitles | فملابسه يجب أن تكون مطوية بإحكام وإتقان وتوضع في أدراج مرتبة الألوان مثل جواربه الغبية |
| Sanırım temel şeylere geri dönmeliyiz alfabenin renklerine geri dönmeliyiz. | TED | أعتقد أننا نحتاج لأن نعود إلى الأساسيات، إلى ألوان الحروف. |
| Şimdi şeyleri renklerine göre grupladık, açı renklere göre diziliyor. | TED | إذاً لديك الآن كل الاشياء مرتبة بالألوان، خرائط الزاويا إلى ألوان. |
| Ayrıca tüm vatandaşlara, renklerine bakılmaksızın yasalar önünde eşit davranılmasını gerektiren on dördüncü ek maddeyi de iyice öğrenin. | Open Subtitles | أيضًا لأعلمك بالتعديل الرابع عشر.. والذي يقر بأن كل المواطنين سواسية تحت غطاء القانون بدون الاهتمام بلون بشرتهم |
| Ordu Afganistan'daki yolları renklerine göre ayırmış. | Open Subtitles | الجيش يقسّم الطرق في أفغانستان بالألوان. |
| Hayatlarını, ırklarına, renklerine veya inançlarına bakmaksızın evlat edinmeye ve çocuklara bakmaya adadılar. | Open Subtitles | وكرّسا أغلب حياتهما لتبني ورعاية الأطفال بغض النظر عن عرقهم أو لونهم أو عقيدتهم |
| Komisyonun yapacağı ziyaret için şehir takımın renklerine boyandı ve sokaklara acayip isimler verild. | Open Subtitles | تكريماً لزيارة المفوض، أعيدطلاءالمدينة.. بألوان الفريق ، وتم تغيير أسماء كل الشوارع بطريقة غريبة |
| Onları bulduğum plajlarda renklerine göre organize edip topluyorum. | TED | أنا أجمعها وأنظمها من خلال ألوانها في نفس الشواطئ التي أجدها فيها |
| renklerine bakıIırsa yaralar yeni. Zavallı denizcimiz bunlara ölmeden hemen önce maruz kalmış. | Open Subtitles | تغيير الألوان يدل إنها حديثة حدثت له قبل أن يموت |
| Ama ben ışıkların tamamiyle zamanlama ve şiddetine yoğunlaşmıştım renklerine değil. | Open Subtitles | لأني ركزت فقط على التوقيت وشدة الومضات، وليس الألوان. |
| Bu görüntüyü, cam göbeği,mor, sarı, siyah renklerine ayırdım ve ayırdıklarımı karıştırınca bu garip resmi elde ettim. | TED | قسمت هذه الصورة إلى سماوي , أرجواني , أصفر , أسود, الألوان الأساسية , ثم نخلط الألوان المفصولة ونحصل على تلك الصور الغريبة |
| Babam kirli çamaşırların renklerine ayrılması işini hiç kavrayamamıştır. | Open Subtitles | "لم يستوعب أبي قطّ مفهوم فصل الألوان عند غسل الملابس" |
| Ve ağaçlarda gökkuşağının renklerine sahip meyvelerin yetiştiği... | Open Subtitles | و الأشجار مليئة بالفاكهة بكل ألوان قوس قزح |
| Herbie'nin pek çok hayranı bugün onun renklerine bürünmüş. | Open Subtitles | العديد من مشجعي هيربي هنا اليوم يلبسون ألوان هيربي |
| Burada, farklı ışık renklerine sayılar atadık. | Open Subtitles | في بعض الأحيان تحصل نتائج مربكة. هنا ، تم تعيين أرقام إلى ألوان مختلفة للضوء. |
| Sadece farklı saç renklerine ve sütyen ebatlarına sahipler. | Open Subtitles | إنّهن يأتين فحسب بلون شعر مختلف و قياس مختلف لحمالات الصدر |
| Bana verdiğin ilk hediye Essendon'ın renklerine sarılıydı. | Open Subtitles | الهدية الأولى التي تهديني إياها كانت مغلفة بلون فريق كرة القدم الخاص بك. |
| - Eminim sen de 20 yaşına kadar giysilerini renklerine ayırmamışsındır. | Open Subtitles | وأظنك لم تبدأي بتعليق الثياب بالألوان -حتى أصبحت في العشرينات |
| Öndeki çiçekleri de kuğuların renklerine göre yapacağız, değil mi? | Open Subtitles | - ... بخصوص المزهرية التي بالخارج سننسقها بالألوان و نضع بجعات أليس كذلك؟ |
| Bu çeşitli nesneler bir kuş tarafından parlaklıklarına ve renklerine göre dikkatle seçildi. | Open Subtitles | لقد تم إختيار هذه القطع بعناية بواسطة طير .. بسبب لونهم الفاقع |
| renklerine göre özel olarak ayırırım. | Open Subtitles | بالواقع أحفظهم في أكمام ملوّنة بألوان خاصّة |
| renklerine ve bağlı oldukları yeşil şeylere bakılırsa... | Open Subtitles | بالحكم علي ألوانها -وأيضا الاشـياء الخضراء الملتصقة بهـا الجذع |
| Sürmelerin hayallerimin renklerine büründü. | Open Subtitles | "كل الرغبات تكونت من احلامي انا" |