| Sağ yarıküremiz resimlerle düşünür ve bedenimizin hareketlerinden kinestetik olarak öğrenir. | TED | بينما النصف الكروي الأيمن، يفكر بالصور ويتابع حركة أجسامنا ويتعلم منها. |
| Eğer bu görüntülemeyi uçaktan sağlanan 2D resimlerle kıyaslarsan, bu sadece dikey bir çizgi. | TED | وعليه، إذا قارنتم تلك الصور بالصور الثنائية الأبعاد الملتقطة بالطائرة، فذلك مجرد خط عمودي. |
| Tabi vücudunuzun kalanını hoş resimlerle süslemekten vaktiniz kalırsa. | Open Subtitles | مالم إنك بحاجة لبعض الوقت لتغطية بقية جسمك بالصور الجميلة. |
| Ve daha da önemlisi, sadece durgun resimlerle değil, video çekimleri ile de benzer bir şey yapmamız mümkün. | TED | ومن هنا، نستطيع القيام بنفس النوع من التسجيل، ليس فقط من الصور الثابته، ولكن أيضا من الفيديو. |
| O yüzden bizi resimlerle bagdastïrmasïna izin verdim. Olur mu? | Open Subtitles | لهذا سمحت لها بأن تشبهنا بصور الكتاب أمل ألا تمانع |
| Arkadaki resimlerle başla, öne doğru git. | Open Subtitles | حسناً، ابدأي بالصور بالخلف، ثم تابعي للأمام |
| Böyle açtıkça hikaye de resimlerle beraber akıyor. | Open Subtitles | عندما تفتحينها بهذا الشكل، ستبدأ تتكشّف القصة بالصور |
| Dünyayı en iyi biçimde örneğin resimlerle ya da sayılarla değil, sözcüklerle anlarım ve yeni bir deneyim ya da duygu tattığımda, bunu sözcüklere dönüştürünceye kadar biraz bocalarım. | TED | أنا أفهم العالم بشكل أفضل تماما بالكلمات عوضا عما يشاع بالصور أو الأرقام وعندما أتعرض لتجربة جديدة أو شعور جديد أكون متضايقا نوعا ما لحين أن أترجمها على شكل كلمات. |
| Bu kız kardeşim. O resimlerle ilgileniyor, çünkü söze gerek bırakmadığını düşündüğüm büyük bir enstantane fotoğraf koleksiyonum var. | TED | هذه أختي، اهتمت بالصور ، كنت جامعًا كبيرًا للقطات الفوتوغرافية و التي تقول الكثير باعتقادي . |
| Biz haberciyiz, resimlerle falan. | Open Subtitles | نحن الذين نحكي الحكايات و بالصور أيضا |
| Sonunda... ellerinde resimlerle beni görmeye geldiler. | Open Subtitles | و في نهاية اليوم جاءوا لمقابلتي بالصور |
| Büyük bir malzeme, resimlerle de tamamladık. | Open Subtitles | .إنهامادةعظيمة. مدعمة بالصور أيضا. |
| resimlerle konuşuyorum kelimelerle değil yüksek ses çıkarmayacak kadar duyarlıyım. | Open Subtitles | أتأمل بالصور ليس بالكلام , و إنني حساسة للصخب! |
| Bu nedenle, otizmli çocuklarla çalışan pek çok insanın, konuşma terapistlerinin, eğitimcilerin yaptıkları şey, otistik çocuklara yardım için sözcüklerle değil de, resimlerle iletişim kurmaktır. | TED | ولهذا السبب أغلب الناس الذين يتعاملون مع الأطفال المصابين بالتوحد - الأخصائيون اللغويون والمعلمون - ما يفعلونه هو محاولة مساعدة الأطفال المصابين بالتوحد للتواصل مع الآخرين ليس بالكلمات وإنما بالصور. |
| resimlerle düşünürüm, kelimelerle değil. | TED | أفكر بالصور لا الكلمات. |
| - Hem sizinki resimlerle dolu. | Open Subtitles | ـ كان كتابك مليئا بالصور |
| Eğer Amerikalı tutuklu askerler varsa, bunları resimlerle belgelemen gerekiyor. | Open Subtitles | إذا وجدت أي من رجالنا في الأسر في المعسكر المذكور, إلتقط بعض الصور. |
| Eger Amerikali tutuklu askerler varsa, bunlari resimlerle belgelemen gerekiyor. | Open Subtitles | إذا وجد أي من رجالنا في الأسر في المعسكر المذكور, ستلطقت بعض الصور. |
| İngilizce yerine o garip resimlerle anlatınca acayip şekillerin yönünün ne olacağını bilmiyorum. | Open Subtitles | لم أكن اعتقد أن الطالب الأجنبي سينضم للاتجاهات الجديدة بصور غريبة خلاف للغة الانجليزية |
| Anlarlar orada muazzam bir kaya var, boyalı resimlerle kaplı erkeklerden ve atlardan. | Open Subtitles | يقولون عن صخرة هائلة هناك، مغطاة بصور مرسومة من الرجال والخيول. |