| Hayatını bir ton altın için o riske attı, ben değil. | Open Subtitles | هو خاطر بحياته من أجل طن من الذهب ، ولكننى لم أفعل |
| "pilot Sunder Khanna'ya," 35 Squadron... mahsur kalmış arkadaşları için kendini riske attı. | Open Subtitles | إلى الملازم أول طيار سندر خان 35 سرب الذى خاطر بحياته لإسقاط الإمدادات إلى الجنود فى الجبهة |
| Borçlularına kalmış olan araziyi ve parayı riske attı. | Open Subtitles | الليدي ألين منعته من الورث فهرب من دون أي يملك أي شئ خاطر بكل ثروته وورثه، والمال الذي بقي لدى الدائنين له |
| -Evet..seni korumak için hayatını riske attı | Open Subtitles | نعم , اود قول ذلك لقد خاطرت بحياتها من اجلك |
| Yapacağımız işe 24 saat kalmışken, her şeyi riske attı. | Open Subtitles | لقد تبقى على العمل أربع و عشرون ساعة و هو يخاطر بالعملية بأكملها |
| König elindeki bilgilerle müttefiklere giderek, her şeyi riske attı. | Open Subtitles | كونيغ خاطروا بكل شيء يذهب إلى الحلفاء مع هذه المعلومات. |
| İki gün ve gece boyunca yürüdü, hayatını riske attı ve ayrıldı. Tek isteği onu görmekti. | TED | سار طيلة يومين وليلتين وخاطر بحياته وخرج، والشيء الوحيد الذي أراده هو رؤيتها. |
| Cinayetten aranıyordum ama rüyamdaki çocuk beni kurtarmak için kendini riske attı. | Open Subtitles | لقد كنتُ مطلوبةً للعدالة، لكنَّ ذلك الرجل الذي في الحلم، لقد خاطر بحياته لينقذني |
| En yakın arkadaşına, oğluma yardım etmek için her şeyi riske attı. | Open Subtitles | لقد خاطر بكل شيء ليساعد أفضل أصدقاءه, أبني |
| Bir kere, sadece bir kere ormandan geçerek kendini riske attı ve anında soyuldu. | Open Subtitles | إلا مرة واحدة ، عندما ، خاطر بنفسة فى الغابة و سرق |
| O oğlan, Kyle, seni bulmak için hayatını riske attı. | Open Subtitles | هذا الولد ، كايل خاطر بحياته ليأتى و يجدك |
| İş arkadaşı Craig bana gerçeği söyleyerek işini riske attı. | Open Subtitles | زميله كريغ خاطر بلتجارتهم كلها ليخبرني بالحقيقة |
| Bu adam kendisinin ve ailesinin hayatını riske attı ve onun serseri bir hapishane çetesi tarafından öldürülmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | الرجل خاطر بحياته وبعائلته ولن اتركه يُقتل بواسطة أحد عصابات السجن الوضيعة |
| - Evet ama çok şeyi riske attı. | Open Subtitles | نعم، لكنه خاطر أكثر من اللازم، أليس كذلك؟ |
| Seni kurtarmak için herşeyini riske attı. | Open Subtitles | لقد خاطر بكل شيء ، من أجل وضعك على الدرب الصحيح |
| Garuda'yı yenmemize yardım etti. İnsanlarımız için hayatını riske attı! | Open Subtitles | و ساعد في هزم الغارودا خاطر بحياته من أجلنا |
| Mary bugün hayatını riske attı. Bugün oradaydı çünkü seni onurlandırmak istiyordu. | Open Subtitles | ماري خاطرت بحياتها اليوم وكانت هناك لأنها أرادت إرضائك |
| Benim için her şeyini riske attı. | Open Subtitles | هي طائفة مسيحية لكن لا تعترف بالطوائف المسيحية الأخرى خاطرت عالمها بأكمله من أجلي |
| Gizli görevi sırasında, sıradan vatandaşları kurtarmak için hayatını riske attı. | Open Subtitles | خلال فترة عملها السري خاطرت بحياتها لحماية كل المواطنين يوميًا |
| Senin için hayatını riske attı. | Open Subtitles | لمَ عساه يخاطر بحياته من أجلك؟ |
| Sonra birden bire buraya gelmek için her şeyi riske attı. | Open Subtitles | ثم، فجأة، فإنه يخاطر بكل شيء ويأتي هنا |
| - Hayatını kurtarmak için onu riske attı. | Open Subtitles | خاطروا حياتها في محاولة لانقاذها. |
| Kariyerini, evini, sizin için riske attı ve şimdi siz bizi öylece bırakıp sırtınızı dönüyorsunuz. | Open Subtitles | وخاطر بمهنته ومنزله والآن انتما تديران لنا ظهركما وتتركونا هكذا |
| Hayatını benim için riske attı. | Open Subtitles | لقد جازف برقبته لمصلحتي. |