| Belki hastaydı ve hasta olduğunu biliyor ve kimseye söylemiyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنّها ربّما كانت مريضة و كانت على علم بمرضها، لكنّها لم تخبر أيّ أحد |
| Bu yüzden kimseye bir şey söylemiyordu. | Open Subtitles | لهذا السبب لم تخبر أحداً بأي شيء |
| Ama ismini Pete'e söylemiyordu. | Open Subtitles | انها فقط لم تخبر (بيت) بالاسم |
| Gerçeği söylemiyordu. | Open Subtitles | لقد رفض قول الحقيقة. |
| Gerçeği söylemiyordu. | Open Subtitles | لقد رفض قول الحقيقة. |
| Arabanın her tarafında maymunlar vardı ve hiç kimse bir şeyler söylemiyordu. | Open Subtitles | لقد كان هناك قرده على السيارة و لم يقل احد اى شىء |
| Ama internet bu vücutlara dokunmanın nasıl hissettirdiğini söylemiyordu. | Open Subtitles | لكن الأنترنت لم يقل له ماهو الشعور بأن تلامس هذه الأجساد |
| Bir teorimiz bile olmadığını söylemiyordu. | TED | هو لم يقل بأنه لم يكن عندنا حتى نظرية. |
| Ezelden beri bu ağrısı var. Ama bir şey söylemiyordu. | Open Subtitles | يشكو منها منذ فترة لكنه لم يقل شيئاً |